Futbolcular ve teknik adamlar hakemin otoritesini kabul edip sahaya çıktıkları zaman, hakemin işi zorlaşmıyor.
Vincic, mükemmel bir hakemlik yapmadı. Atladığı fauller vardı. Oyuncularla bol bol konuşarak ortamı sakin tutmaya çalıştı.
15. dakikada Fenerbahçe’nin iptal edilen golü öncesinde Szymanski topa hamle yapsa faul olmayabilirdi. Ama ellerini kullanarak direkt Muslera’yı bozunca faul yapmış oldu, iptal kararı doğruydu.
33. dakikada Fenerbahçe’ye ceza sahasında Osimhen ile Yusuf Akçiçek’in mücadelesinde; topu düşünmeden Osimhen’i takip edip ve pozisyona müdahil olan Skriniar’ın hareketi oldukça riskliydi. Hakem Vincic “devam” dedi. Gri bir pozisyondu, penaltı verseydi, “yanlış” diyemezdik.
İlk yarının sonlarına doğru, bilerek kendi vurduğu topun Oğuz’un eline çarpması ise bir ihlâl değildi.
Vincic; bu maçın oynatarak değil oynatmayarak, oyunu keserek, soğutarak yönetileceğini düşünerek maça böyle hazırlanmış.
Bu tarz bir yönetimi bizim hakemlerimiz gösterdiği zaman yerden yere vuruyoruz.
1970 yılında hiçbir köyümüzde elektrik yoktu. Nüfusumuzun %45’i okuma yazma bilmiyordu.
Sadece montajı Türkiye’de yapılan Anadol marka araba üretebiliyorduk. Ve lig maçlarımızı yabancı hakemler yönetiyordu.
Türk hakemliğini 55 yıl geriye götüren başta bugünkü TFF ve MHK olmak üzere emeği geçen herkese yazıklar olsun.
Ali Kunak’ın önceki yazıları...
Muslera'da topa vurarak fb'li futbolcunun üstüne düştü diye düşünüyorum
Yorumlarınız için kutluyorum. Türk futbol yapısı sil baştan yeniden yapılandırılmalı ama sistemin temelinde yerli futbolcu yerli oyuncu öncelikli olmalı.