Kum, İran- 1995'ten sonra ikinci kez İran'dayım. 95'te Yıldızlar Dünya Şampiyonası'na antrenör olarak gelmiştim. Güreş, tıpkmı bizdeki gibi İran'da da bir tutku. Ülkemizde güreşin olimpiyat madalyası sıralamasındaki birinciliği, ata sporu konumu, alt yapı, ilgi ne varsa, İran'da da aynı. Kum kentinde yapılan "38.Yadigar İmam Cup"a 6 ülke, 150 güreşçi ile katıldı. Ev sahibinin yanı sıra Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Ermenistan ve Irak. Açılış ve seanslarda Kur'an-ı kerim okundu. Seyirci müthişti, davul, zurna ve diğer aletlerle sanki Kırkpınar'da güreş severleri coşturuyorlar. Salon bir arena havasında ve tıklım tıklımdı. Hele basının ilgisi! Sanırsınız F.Bahçe ile G.Saray futbol maçı var! Bütün seanslar TV'den canlı yayınlandı. Misafirperverlikleri iyi. İran 7 sıklette tam 80 güreşçi ile katıldı. Bu turnuvayı bizim genç güreşçilerin görmesini isterdim. Hakemler taraflı idi. Mücadele ve sabır açısında iyi bir tecrübe oldu.Teknik açıdan, güreşçilerin burada yenilmeleri pek önemli değildi, esas olan tecrübe kazanıp, eksiklerin giderilmesidir. Müsabakalara gelince... Türkiye olarak biz çoğu genç 15 güreşçi ile cesaretli ve hırslı müsabakalar yaptık. İstediğimizi aldık. Bu arenada yabancı ülke olarak 3 bronz madalya aldık ve 3. olduk. İranlıların yanında bazı Türk, Kazak, Azeri ve Ermeni sporcuların mücadele gücü, sabır ve hırsları görülmeye değerdi. Grekoromen A Milli Takım Antrenörü Şaban Donat'a ilgi müthişti. Salonda bulunan onlarca Türk'ün bizi ve Azerileri desteklemeleri takdire şayandı. Türbe ve camileri ile ilgi çeken Kum şehri, yoğun trafiği, kâh modern bir şehir, kân bir köy görünütüsü ile çelişkiler kenti... Yazımızı antrenman yaptığımız salondaki bir sözü aktararak bitireyim: "Hücuma geçince müdafaaya gerek kalmaz."