Güreş seyretmek ücretli...

A -
A +

Türkiye Güreş Federasyonu geçen cumartesi günü Birinci Serbest ve Grekoromen Güreş Ligi'ne start vermişti. Guruplarında ilk ikiye giren takımlar Play-Off' a katılacak. Geçen hafta beklenen oldu ve favoriler gurup lideri oldular. Liderler ise SERBEST: İst. B.Belediyesi, Kocaeli B.Belediyesi, ASKİ, Bursa B.Belediyesi, Adalet, GREKOROMEN: ASKİ, İst.B.Belediyesi, Kasımpaşa, İzmir B.Belediyesi oldu. Bu hafta ise güreş ligleri; İstanbul, Tokat, Ankara, İzmir, Manisa'da yapıldı. Güreş liglerinden bahsettikten sonra, Fransa-Türkiye arasında yapılan dostluk kupasına dönelim. Üç stil bir arada (Grekoromen-Serbest ve Bayan) karma ve as güreşçilerimizle Fransa karşısına çıktık. Ülkemizde ses getirmedi ama Avrupa'da çok ses getirdi. Sırası gelmişken söyleyeyim zamanında, FILA Başkanı Milan Ercegan ve şimdiki başkan Martinett'in sözlerini; "Türk güreşi olmadan dünya güreşi olmaz..." Doğru ve bu yıl itibari ile son yıllara göre kurullarda daha fazla kişi ile temsil edilmeye ve ciddi organizasyonlar almaya başladık. Şöyle ki; FILA'da başta TGF Başkanı ve diğerleri tarafından yapılan lobi çalışmaları sonucu; 2012 Londra Olimpiyatları test turnuvasını da kapsayan 2010 Büyükler Dünya Şampiyonası'na ev sahipliği yapılacak ve yine FILA yönetim ile departmanlarına baktığımızda da hatırı sayılır bir gücümüz var artık (Ahmet Ayık, R.Maria Yakşi, Ender Büyükerşen, Hamza Yerlikaya, Şeref Eroğlu, Dr. Ramazan Savranbaşı, Bülent Çiçekli, Önder Yakşi...) Paris'te yapılan dostluk müsabakasında Türkiye'den; Ramazan Şahin, Nazmi Avluca, Rıza Kayaalp, Sezer Akgül, Vasıf Arzumanov, Şeref Tüfenk, Soner Sucu, Ersin Çetin, Sümeyye Sezer, Simge Yılmaz ve Hafize Şahin katıldılar. Güreşleri büyük bir seyirci kitlesi kişi başı yaklaşık 50 TL. ödeyerek izleyebildi ve salon hınca hınç dolmuş, kilo düşme sorunu olmadığı için güreşçiler de rahat bir ortamda ve şov havasında birbirinden zevkli, bol oyunlu bir ortamda güreştiler. Biraz güreş tarihine göz attım ve hafızamı zorladım; Cumhuriyet döneminde; Güreş Milli Takımlarımız ile köklü güreş kulüplerimiz hep ikili maçlar yapmışlar. Taksim'deki arenada, statlarda ve üstelik büyük bir seyirci kitlesi önünde, devlet büyüklerinin de katılım ile yapılmış. İşte ben de diyorum ki; 2001 Avrupa Şampiyonası'ndan bu yana ata sporu güreşte bir türlü seyirci göremedik. İstanbul Abdi İpekçi Spor Salonu'nu tam 14 bin güreş sever doldurmuş ve birkaç bin kişi de dışarıda kalmıştı. Güreş Milli Takımlarımızın performans ve hedeflerinin engellememesi kaydı ile geçiş ve ölü sezonda bence böyle ikili şova dönük müsabakalar yapıldığı takdirde (Organizasyon profesyonel olmalı ve biletler mutlaka ücretli olmalıdır) seyirci sorunun bir kısmı halledilmiş olur.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.