Güreş ve vatan sevgisi

Perşembe akşamı Amerika'dan anne-oğul misafirimiz vardı. Bir yıl önce Veteran Güreş Milli Takım Teknik Direktörü olan Necdet Uçar ile internet üzerinden bağlantı kurup Türkiye'ye gelmek istediklerini söylemişler. Devet üzerine kalkıp gelmişler Sarıyer'deki güreş kampına. 16 yaşındaki Cem Amerika'da doğup büyümüş. Müzikle uğraşıyormuş. Bir gün spor derslerine giren öğretmeni Cem'i güreş salonuna götürmüş ve o gün güreş aşkı başlamış. Annesi de bu aşkı görünce evin bodrumuna bir minder almış ve özel güreş antrenörü tutmuş. Bir gün antrenmanda Cem kafasını duvara çarpıp travma geçiriyor. Doktorlar hemen müdahele ediyor. Annesi hastanede baygın haldeki Cem'in başında beklerken, "İnşallah doktorlar Cem'e güreşi yasaklamaz" diye düşünüyor. Cem kendine geldiğinde annesi, "Oğlum MR sonuçları çıktığında sana güreş yasaklanırsa.." demeye kalmıyor, Cem, "Anneciğim ölürsem minderde öleyim!" demiş. Annede gözyaşları...Neyse ki sonuçlar olumlu olmuş ve güreş antrenmanları devam etmiş. Sarıyer'deki görüşmede bizim hocalar (Necdet Uçar, Rüstem Koyuncu, Ömer Kastan, H.İbrahim Yağcı) bir şeyi fark ediyorlar. Cem hiç Türkçe bilmiyor! Annesi bir ara, "Oğlum lütfen tişörtünü çıkarır mısın?" diyor. Ne görsünler? Cem'in sırtında yarısı Türk bayrağı yarısı güreş figürü dövme. Bizim antrenörler anne ve Cem'i güreş fabrikası olan Mersinli Ahmet salonunun müze görüntüsündeki zaman tüneline sokaruyorlar. Bu sefer de anne ve Cem duygulanıyor. Türkiye'nin şeref tablosu olan Avrupa, dünya ve olimpiyatlar şampiyonlarının fotoğraflarını görüyorlar. Cem güreş antrenmanına katılıyor. Necdet Hoca onları Beşiktaş Kulübü'ne yönlendiriyor. Rüstem Hoca da dayanamayıp, "Lütfen Cem'i müsait olduğunda Rize'ye yollayın, Çayspor'da misafirimiz olsun" diyor. Anne bu davete çok duygulanıyor. İşte size güreş sevgisi... Annenin çocuğu için çırpınışı ve arayışı... Türk güreş antrenörlerinin sözünde durmaları, Cem ve annesinin Türkiye ve güreş aşkı! Güreş bir bulaştı mı asla bırakmaz!