Güreşteki deprem

A -
A +

Değerli güreşseverler, geçen hafta son dakika haberi ile sizlere duyurduk federasyondaki istifa haberini. Yazımız çarşamba günleri çıkıyor biliyorsunuz. Hafta boyunca birçok mail ve telefon aldım; "Ne olacak bu güreşin hali?" diye. 2004 Atina'dan sonra seçim yapıldı, Osman Şansal aday olmadı. Recai Ustaoğlu, Mahmut Demir'i çok az bir oy farkı ile geçerek seçildi. Peki şimdi ne durumda güreş camiası? Yaprak dökümü erken oldu ve beklenen toplu istifa yaklaşık 15 ay sonra gerçekleşti. Neyse esas anlatmak istediğim seçimden 15 ay geçti, güreş maalesef yönetim ve kurumsallaşma bazında bir arpa boyu ilerleyemedi. Ve son olaylar, istifalar ve basında çıkan karşılıklı suçlamalar hiç de hoş değil. Daha önce bu yönetimle iş başına gelen Erhan Balcı, Remzi Öztürk, Rüstem Koyuncu, Mehmet Vural ve İsmail Türkkaya da bir açıklama ile istifa ettiklerini açıkladılar. Basında çıkan başlıklardan bazıları: "Güreş'te deprem", "Minder kazan kaynıyor", "Hocalar da bıraktı". Güreş bunları hak ediyor mu? Güreş her seçimden sonra olduğu gibi ağır darbe aldı ama yine de ölmedi ve yaşayacak. Tökezledi ancak devrilmedi. Uzaktan birileri düğmeye bastı gibi. En büyük zararı güreş çekiyor. Unutmayalım ki önümüzde olimpiyatlar var. İstifalar stratejik hata... İstifa edenlerin listesine bakıyorsunuz, değerli insanlar var, özellikle güreş kulüpleri ile ilgili. Elbetteki haklı gerekçeleri vardır, yoksa neden 15 ay bekleyip özellikle son haftalarda uluslararası arenada alınan başarılı sonuçların akabinde istifa etsinler? Bu istifalar Ustaoğlu yönetimini ister istemez sarstı. Başkana kim bilgi verdiyse yanlış vermiş, Son üç yılda 150 madalya, 2005'te ise 250 madalya alınmış. Yanlış. Son 3 yılda 2001'de 258, 2002'de 225, 2003'te 235, 2004'te ise 230 madalya alındı. 150 değil! Yiğidin hakkını yiğide vermek gerekir. Çözüm kesinlikle her zaman değindiğimiz gibi özerklikte. Başkan Recai Ustaoğlu da artık direnmeyi bırakmalı ve daha da geç olmadan özerklik konusunda basına bir açıklama yapmalı. Bu arada esas unuttuğumuz ciddi bir konu var; Avrupa şampiyonaları arifesindeyiz, yaklaşık 1 ay kaldı. Bu olaylar ister istemez orada güreşecek milli takımı olumsuz etkileyecektir. Dedim ya zamanlama ve strateji yanlışlığı var. Avrupa'da Allah korusun bir hüsran olursa bakalım fatura kime kesilecek! Temennim inşallah milli takımlarımız bunu çabuk atlatır. *** Bu arada, Bakan ve Genel Müdür'ün kurtuluş reçetesi olan ve Türk sporunu yeniden yapılandıracak devrim niteliğinde reformlar içeren "Spor Kurumu Taslağı" 4 yıllık bir çalışma sonrası Meclis'e sevk edilecek hale geldi. Bu taslak birçok kurulu içinde barındıracak. 13 üyeden oluşacak. Özerk olmayan federasyon kalmayacak. Kanunla birlikte illerdeki spor faaliyetleri belediyelere geçecek. Evet bu Türk sporu için iyi mi olacak, kötü mü, bunu zaman gösterecek. Her şey Türk güreşi için.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.