Bu yazımızı Konya'da güreş il temsilci yardımcısı olarak görev yapan ve güreş ile ilgili sürekli yazılar yazan Mustafa Sarı ile paylaştığımız ortak düşüncelerimizi dile getirerek yazdım. Federasyonun yeni yönetimi açıklandı. Türk güreşi için yoğun çaba sarf eden eski güreşçi ve Personel Daire Başkanı Mehmet Kocatepe'nin yönetimde olması güreş için bir şans. Çünkü geçen dönemde Bakan, Genel Müdür ve bürokrasi ile yoğun ve olumlu bir çalışma temposu yaşadı. Yeni yönetimle ilgili merak had safhadaydı. Dün başkan ve yeni yönetimi, denetleme ve disiplin kurulları Ankara TSYD'de medyanın karşısına çıktı. Oradan da Avrupa Şampiyonası'na hazırlanan milli takımlarımızın kampına geçildi, güreşçilerle yemek yenildi. Artık sona erdi. Çeşitli kuruluşlar tarafından yapılan anket sonuçlarının da işaret ettiği gibi Dr. Osman Aşkın Bak görevde. Özerk Güreş Federasyonu'nun yeni başkanı ve ekibini yürekten tebrik ederken, yapacağı çalışmalar sayesinde, güreşimizin her platformda özlenen başarılara ulaşmasını diliyorum. Şimdi, "kazananlar ya da kaybedenler" geride kaldı; bu camia ile gönül bağı olanların, Türk güreşine "vefa borcu" bulunanların sorumluluk zamanıdır. Ayrılıkların değil, birlik ve beraberliğin, tek vücut olmanın zamanıdır. Hepimiz Federasyonumuzun "çiçeği burnunda" başkanı ve yönetim kurulu üyelerine en üst seviyede yardımcı olmalıyız. Görev süresi sona eren Sayın Recai Ustaoğlu ve ekibine ise yapmış oldukları "kalıcı ve başarılı" çalışmaları nedeniyle elbette şükran borcumuz vardır. Onların da "emekli" havasına girmeden, yeni yönetime desteklerini sürdürmesi gerekir. (Genel kurulda bizzat Mehmet Atalay onu ve ekibini bir şükran plaketi ile ödüllendirdi, sağolsun.) Güreş Federasyonu Başkanı Osman Aşkın Bak, genel kurul öncesi Türk güreş camiasının dünya güreşini yönetmesi gerektiğini vurgulamış ve bu hedefe ulaşmak için iki önemli sorunun halledilmesi gerektiğini ifade etmişti. Senelerin problemi olan "sponsor ve medya desteği" konusu, inşallah bu yeni dönemde çözülür. Uluslararası şampiyonalarda dünyayı tuş ederek kürsünün en üst basamağına tırmanıp, şanlı İstiklâl Marşımızı yedi düvele dinleterek Türk milletinin göğsünü kabartan milli güreşçilerimizin bir kısmının asgari ücretle maaş aldığı bir ortamda sponsorluk sistemine gerçekten çok ihtiyaç vardır. Güreşin altyapısının sadece güreş eğitim merkezlerinde dizayn edilmesi ise güreşin istenen noktaya varılmasını geciktirmektedir. Güreş alt yapısını özel sektöre de yaymak lazımdır. Özel okullar, itisas kulüpleri bu dönemde özellikle gözetilmelidirler. Güreşin her alanda sevilen bir spor branşı haline getirilmesi durumunda bırakınız 2008 Pekin Olimpiyatları'nı, 2012, 2016 olimpiyatlarını bile altın madalya açısından garantilemiş bir ülke durumuna geliriz. Medya konusuna gelince, Antalya'da yapılan Grekoromen Güreş Dünya Kupası'nda şanssız bir yenilgi ile kupayı elinden kaçıran millilerimizi neredeyse bir kaşık suda boğmaya çalışan medyayı ne yapıp edip, güreşin dilinden anlayan, güreşçilerin sıkıntılarını dile getiren bir anlayışa kavuşmasını sağlamalıyız. Yazılı ve görsel basının, bu yüce milleti en fazla gururlandıran ata sporumuzun yanına çekilmesi, öncelik arz etmektedir. Osman Şansal döneminde 2001 Avrupa Şampiyonası sonrası, dallarında başarılı olan basına, yine Coşkun Koleji Türk Dünyası şöleni sonrası basına ödül verilmişti. Şu anda hükümetten ve spor kulüplerinden her türlü desteği almış olan Dr.Osman Aşkın Bak'ın bu konuyu da kısa sürede çözeceğini ümit ediyorum. Hepimizin ortak beklentisi, başkanın dün dediği gibi, Türk güreşinin "dünya lideri" olduğunu görmektir. Bunun için de güreşe "vefa borcu" olanlar öncelikli olarak yeni Federasyon Başkanımız ve yönetim kurulu ile birlikte ellerini taşın altına koyma büyüklüğünü göstermelidirler.