Özerkleşmeye ilk adım diyorum, nedeni ise Ankara Gölbaşı Spor Vakfı Tesisleri'nde temel hazırlık kampına giren Greko-Romen Güreş A Milli takım kampını, açılır açılmaz ziyart eden Gençlik Spor Genel Müdürü Mehmet Atalay ve Güreş Federasyonu Başkanı Osman Şansal'ın bizzat sporculara hitap ettiklerinde, mutlu haberi beraber verdiler değerli güreş severler. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa Güreş Federasyonu'nun öncelikle Ankara-Yaşar Doğu, daha sonra ise İstanbul-Sarıyer ve Bolu-Aladağ Spor Kompleksleri'nin güreşe tahsis edileceği haberini bizzat sayın Atalay verdi. Tabii orada bulunan herkesin yüzünde mutlu bir tebessüm... Bizzat bu müjdeli haberi ben siz değerli okuyucularıma verdiğim için, kendimi çok şanslı addediyorum. Müsaade edin o kadar olsun. Yeni yıla sayılı günlerin kaldığı bir zamanda bence, güreş camiasına verilecek en güzel hediyedir. Haftalardır yazıyorum, güreşte iyi şeyler oluyor. Evet oluyor ve daha olacak, bundan sonra da devasa MEB projesini (Güreş Federasyonu'nun hazırladığı Milli Eğitim Bakanlığı projesi) Bursa ve Kahramanmaraş'tan sonra Türkiye genelinde devreye sokmasını bekliyoruz sayın Genel Müdürümüzden... Bu arada güreş kampında Genel Müdürümüz Atalay'ın bazı önemli sözlerini size aktarmak istiyorum: - Camiamızın el ele vermesi gerektiğini, - Ter döken insanlara saygı duyulması gerektiğini, - Başarı olduğunda otomatik olarak herkesin itibarının artacağını, - İnsanları yıpratmanın yanlış birşey olduğunu, - Kavganın kimseye yarar getirmeyeceğini, - Sporcu, antrenör, hakem ve yöeticinin, herkesin kendi görevini yapması gerektiğini, - Disiplin olmadan hiç bir başarının söz konusu olmayacağını, - Ceza ve ödül sisteminin uygulaması gerektiğini, - Güreşe emeği geçen birçok insan olduğunu ve bunlara saygı duyulması gerektiğini, - Herşeyin para olmadığını, - Her şeyden önemlisi, olimpiyatlara sayılı günlerin olduğu bu zamanda artık takım olmamız gerektiğini, - Güreş camiası ve teşkilatın birer aile olduğunu, aile olmanın bir takım kuralları bulunduğunu, bu kurallara uyulması gerektiğini, - Mütevaziliğin asla elden bırakılmaması gerektiğini, - Basının güreşe de artık hak ettiği önemi vermesi gerektiğini hatırlattı. *** Ben umutluyum çünkü Güreş Federasyonu 2001 yılında göreve başladığında "stratejik plan" adı altında, 8 yılı kapsayan ilke, hedef ve projelerinde, bir çok şeyi ifade eden söylemlerinde tüm bunları belirtmişti. Biraz daha sabredersek yeni yılın, öncelikle 2004'ün ve daha sonra 2008'in güreş yılı olacağını belirtirken, güreş camiasına bir teklifim var; dedikoduyu, olumsuz eleştirileri bırakalım. Bunun yerine güreş için birşeyler yapabilir miyiz diye düşünmeliyiz. Unutulmamalı ki, bir gemi battığında gemideki herkes bundan zarar görür. (Bu arada, 1. Lig Serbest sonuçları belli oldu. 1.İzmir Tekel, 2. Ankara ASKİ, 3. İstanbul Tekel. Emeği geçen, ter akıtan herkese tebrikler.) Her şeyin Türk güreşi için olması dileği ile ve 2004'ün güreş yılı olması temennisiyle...