Kısmetten öte olmadı

Son iki gün inanın 01.00 de yatıp,05.00'te kalktım... Bir uykusuzluktur gidiyor işte... Neyse biz güreşlere gelelim. Ülkemin çok değerli güzel insanları, size buradan şimdilik altın haberi veremediğim için çok üzgünüm, ama bu cuma serbest güreşçiler mindere çıkıyor. İnşallah altın haberi onlardan olacak. Dün sona eren grekoromen güreşlerinde sporcularımızın bir değerlendirmesini yaptım. Takdiri size bırakıyorum... ŞEREF Bu arada dünyanın bir çok ünlü şampiyonu da burada yenildi. Kimler yenilmedi ki...120 kiloda Amerikalı şampiyon Gardner, 55 kiloda Kübalı şampiyon Rivas, 55 kiloda Polonyalı Jablonski, 66 kiloda Gürcü şampiyon, 74 kiloda Kübalı şampiyon Filiberto 96 kiloda İsveçli şampiyon Lidberg, 96 kiloda Rus şampiyon Gogoşvili, 84 kiloda gözbebeğimiz iki olimpiyat şampiyonu Hamza ve diğerleri... Evet buradan yazdığım ilk yazımda söylemiştim, olimpiyatlar farklı oluyor. Her türlü farklı sonuçları beklemek gerekir. Örneğin Şeref, finale kadar bir çok şampiyonu yendi, bütün enerjisini harcayarak... Bu gencimiz yüreğini ortaya koydu. Fakat final maçının başında tek bir hata yaptı, o da altın madalyaya maloldu. Müsabaka öncesi kafile başkanımız Mehmet Kılıç'tan bir bayrak bulmasını istedim ve o da temin etti. Ben o bayrağı Şeref şampiyon olduktan sonra Seçkin hocaya verecek ve minderde şanlı bayrağımızla bir tur atmasını isteyecektim. Şeref, burada güreşin "cesaret ve akıl ile olan ilişkisini" ortaya koydu. Zor zamanlarında ,insanın ne yapabilmesi gerektiğini de bize öğretti. Keşke bunları, Şeref olimpiyat şampiyonu olduğu zaman konuşabilseydim. Şeref, benim gönlümde ve Türk halkının gönlünde öyle inanıyorum ki, şu anda taht kurdu. Lütfen onu şampiyon olarak kabul edin ve yüreğinizin en kıymetli bir köşesine yerleştirin. KAPTAN HAMZA Hamza buraya gerçekten üçüncü olimpiyat altınını almaya gelmişti. Hepimizden çok kaptan üzülmüştür bu sonuca... Hamza'nın duygusunu çok iyi anlıyorum... Bütün ülke sizi canlı yayında seyrediyor, ama siz yeniliyorsunuz. Hamza bu sonuca kahroldu. Ben onun tarih yazacağına inanıyordum, ama yazımın başında da söylediğim gibi kısmetten öte olmuyor. Hamza tarihi bir fırsatı kendi elleri ile kaçırdı. Çok ama çok üzgün bu çifte olimpiyat şampiyonu kaptanımıza lütfen sahip çıkalım, onu koruyalım, ama asla yıpratmayalım. ERCAN Şeref Eroğlu'nun finalde Azeri güreşçiye yaptığını, Ercan ilk maçında Gürcü karşısında yaptı. Ercan, inanın çok çalıştı. Günlerce kilosunu ayarladı ama olmadı. O da kısmetten öteye gidemedi. TÜFENK Biliyorsunuz, bu kiloda Bünyamin Atina biletini almıştı, ama başına maalesef talihsiz bir kaza gelince takıma biz Şeref Tüfenk'i getirdik. Tecrübelerime göre diyorum ki, keşke Tüfenk, Kübalı ile perşembe sabahı karşılaşsaydı. Genç güreşçimiz, çok büyük bir özveri gösterdi ve kısa zamanda çok kilo düştü. Tüfenk gerçekten çok çalıştı. O, Karadeniz insanının hırsı inancı ve inadı ile tartı öncesi, çok kilo düşmesine rağmen antrenmanda bana nasıl saldırıyordu bir görmeliydiniz. Tüfenk, Yunanlı ve İranlı ile çok güzel müsabakalar yaptı. Fakat bu bir mücadele sporu, her zaman hazır olmak zorundasınız. Tüfenk'te büyük bir istikbal görüyorum. 2008 Pekin'de kürsüye çıkacağına yürekten inanıyorum. YEKTA Bu çocuğa dikkat ediniz... Şimdi yapmak istediği hareketleri yapamadı, eğer tecrübesini arttırırsa yakın bir zamanda- en az iki sene içinde - ülkemize ağır sıklettte Şaban Donat ve Fatih Bakır'dan sonra mutlaka madalya getirecektir. ÖZAL Çok zorlu rakiplerle karşılaştı. Fakat zoru başardığınız an kürsüde olabiliyorsunuz. İşte Mehmet Özal, bunu bize gösterdi. Özal Kübalı ile yaptığı ve onu 4-1 yendiği maçtan sonra "Acaba altına gider mi?" diye aklımdan geçirdim. Fakat yarı finalde zorlu rakip Mısırlı Karam ile yaptığı maçta mağlup oldu. Ancak o kürsüye çıkmayı kafasına koymuştu bir kere. Özal, altını getiremedi ama ülkemizin prestiji için önemli olan bronz madalyayı almayı başardı. Özal, İranlı ile yaptığı bronz madalya mücadelesinde rakibini perişan edip güreş dersleri verdi. Onun bu inancına hayranım. Fakat, bizim onun için düşündüğümüz hedef daha büyük. Eğer bu inancını sürdürürse onu zirvede görebiliriz. Sonuç olarak; burada canını ve yüreğini ortaya koyan bu şerefli kahramanlarımızı sakın olaki kimse karalamasın. Bu çocuklarımızın kariyerleri başarılarla dolu. Bu gençlerimiz yüzlerce madalya alarak İstiklâl Marşımızı dünyaya ezberletmişlerdir. Ama onların bu kahramanca çalışmaları altın madalyayı getiremedi. Kısmetten ötesi olmaz. Ekip olarak olimpiyatlar öncesi ve sonrası bütün hazırlıklarımız çok iyi idi. Güreşin üstünlüğünü bir kere daha bu olimpiyatlarda gördük. Bu arada Atina'da bulunan Devlet Bakanımız ve Başbakan Yardımcımız M.Ali Şahin ,Gençlik ve Spor Genel Müdürümüz Mehmet Atalay, sayın Büyükelçimiz ve diğer ilgililer hiçbir maçı kaçırmıyorlar. Onlar sevinçte ve üzüntüde bizimle beraber. Sevgili yüce milletim; televizyondan seyrediyorsunuz, bizim kadar sevindiniz, üzüldünüz ama lütfen inancınızı kaybetmeyin. Sizin bu desteğiniz oldukça bu çocuklar, daha size çok şey vereceklerdir. Sağolun gönül destekleriniz için. Bugün her zaman gurur duyduğum grekoromen güreş olimpiyat takımız dönecek. Lütfen onları bağrınıza basın. Ben serbest takımla beraber olacağım. Bir sonraki yazımda görüşmek ümidiyle... Şimdi serbest zamanı... Güreş adına onlardan iyi şeyler bekliyoruz. Haydi, Harun'um, Tevfik'im, Ömer'im, Gökhan'ım, Çakır'ım, Aydın'ım, gün bu gündür. Milletimizin desteği arkanızda, yüreğimiz sizinle... Haydi rastgele!...