Değerli okuyucularım, 2004 Atina Olimpiyatları'na kadar geçecek olan süreçte, haftada bir kere yazacağım "Olimpiyatlar ve Türk Güreşi" adlı dizinin ilk yazısını değerli takdirlerinize sunuyorum. Faydalı olması dileği ile. *** Olimpiyatların ülkemize alınması için çaba gösteren, geçtiğimiz günlerde vefat eden TMOK Başkanı Sinan Erdem ile TMOK kurucusu Selim Sırrı Tarcan'ı (TMOK kuruluşu 1908) rahmetle anarak sözlerime başlıyorum. Olimpiyatlarda 28 branş var; 33 altın alınmış şimdiye kadar, bunun 27 tanesi güreş. 16 gümüş, 15 bronz var ve bunların 10 tanesi yine güreşe ait. Önemli madalyalar: İlk madalya 1936 bronz Mersinli Ahmet Kireççi, ilk altın 1936 Yaşar Erkan, üç altın Naim Süleymanoğlu, iki altın madalya 1960-1956 Mustafa Dağıstanlı, 1960-1956 Mithat Bayrak, 1996-2000 Hamza Yerlikaya, 1996-2000 Halil Mutlu. Üç madalya Hamit Kaplan (altın-1956, gümüş-1960, bronz-1964), Mersinli Ahmet Kireççi (altın-greko-1948, bronz-serbest-1936) almışlardır. Bu istatistiki bilgilerden sonra olimpiyatlara bir göz atalım isterseniz. 1896 Atina (İlk olimpiyatta ilk Türk güreşçisi) İlk olimpiyatlara sadece 14 ülkeden 245 sporcu katıldı. 9 spor branşında mücadele oldu. İlk olimpiyat şampiyonu 3 adımda birinci gelen Amerikalı James Connoly oldu. Maratonda ise Atinalı Spiridon Luis birinci geldi. Güreş ise bir sıklette yapıldı, bir Alman güreşçi birinci geldi. Ancak enteresan olan bir olay ise, Türkiye'den olimpiyat oyunlarına katılmak üzere gelen ünlü Türk pehlivanı Koç Mehmet elinde resmi belge olmadığı için yarıştırılmadı. Ama o ilk olimpiyata giden ilk Türk olmak gibi büyük bir onur sahibi olmuştu. 1900 Paris Baron Pierre de Coubertin, oyunların değişik kentlerde yapılmasını arzuluyordu. Olimpiyatların Paris'te yapılmasına karar verildi. Coubertin ki, modern olimpiyatların fikir babası, özellikle "Dünya gençliğini bir yerde toplamak ve onların bir yerde yarışmalarını, birbirlerini anlamalarını sağlamak amacıyla" Uluslararası Spor Kongresi adı altında, 1894 yılında Sarbonne Üniversitesi'nde 1896 Atina Olimpiyatları'nın yapılması kararını aldıran kişidir. Dünya fuarı ile ayna anda ve uzun bir zaman aralığında yapılan bu olimpiyatlarda Parisli bürokratlar Coubertin'i dışlayınca hem seyirci, hem katılanlar yarışmaların olimpiyat olduğunu anlayamadılar. Bu arada belirteyim, Olimpiyatlar dört yılda bir yapılıyor. 1904 St.Luis (Az ülke katıldı) Katılan 687 sporcudan tam 533'ü Amerikalı idi. 1906 Atina (Ara olimpiyatlar) Bu olimpiyatlara katılmak için, Milli Olimpiyat Komiteleri'nin amatörlük onayları aranmadı. Şampiyonluğu kazanan ülkelerin milli marşları çalınmadı ve tabi-i ki bayrakları da göndere çekilmedi. Katılan ülkenin uyruğundan olunması yeterli görüldü.) Ülkemizi ise güreşte Manolas Karuçakis (Rum) temsil etti, ancak dereceye giremedi. 1908 Londra (Uluslararası olaylar) Burada önemli olay; ilk uluslararası alanda oldu. Amerika ve İsveç bayrakları göndere çekilmedi. Amerikalılar açılış töreninde kralın önünden geçerken bayraklarını indirmediler. Ruslar, Finliler'in kendi bayraklarıyla geçmesini protesto ettiler. Maratonda İngiliz hakemlerin taraf tuttuğunu belirttiler. Önce İngiliz atlet daha sonra ise Amerikalı atlet birinci oldu. Resmi olarak olimpiyatlara katılan ilk Türk sporcusu jimnastikçi Aleko Mulos olmuştur. 1912 Stockholm (Modern) Katılan güreşçimiz olmadı. 1916-... 1. Dünya Savaşı olimpiyatların yapılmasını engelledi. 1920 Anvers Almanya ve Avusturya'nın yanı sıra, savaş suçlusu kabul edilen Türkiye de oyunlara davet edilmedi. Üstelik komitede yer almalarına rağmen. Burada önemli olay, ilk kez olimpiyat andı içildi ve olimpiyat bayrağı sahada dalgalandı. (Devam edecek)