Seçim hikayeleri

Değerli dostlar, 1970-84 İstanbul Güreş İhtisas Kulubü'nde aktif spor hayatım, 1985-2000 yine aynı kulüpte tüm yaş gruplarında antrenörlük, 1988-2004 ara vermeden milli takım antrenörlükleri (2000-Rusya'ya 10 puan fark attığım Büyükler Avrupa Grekoromen Güreş Şampiyonası'nda teknik direktörlük), aktif güreş hayatımda ise uluslararası alanda Tayyar Yalaz Kupası, Cumhuriyet Kupası ve İskenderiye Turnuvaları'na katıldım. Güreş ile ilgili bir kaç tane kitap yazdım. "Grekoromen Güreş" ve Murat İğrek ile beraber "Son Yüzyılda Türk Güreşi." Ayrıca Türk grekoromen güreşinde son 15 yılda çıkmış bir çok şampiyonun yetişmesinde çalıştığım ekiplerle beraber benim de nacizane katkım oldu. Bunları neden anlattım? Ata sporumuz güreşe hizmet etmeye, birşeyler yapmaya gayret ediyorum. Antrenör olarak sporda örnek aldığım insanların başında, aktif basketbol hayatı fazla olmayan ancak antrenör kariyeri başarılarla dolu olan değerli antrenör hoca Aydın Örs gelmektedir. Keza, F.Bahçe Teknik Direktörü Daum da futbol oynamamış ama kariyeri ortada... Evet şampiyon olamadım ama Allah'a şükürler olsun spor ve güreş camiası kariyerimizi biliyor. Bunu küçümseyenler var. Bu durumda takdiri ve değerlendirmeyi camiamıza bırakıyorum. Gelelim Güreş Federasyonu başkanlığı seçimlerine... Geçen hafta yazmıştık; altı aday arasındaki mücadelede lehte çekilme ve birleşmeler olabilir diye... Bugün itibariyle de diyorum ki, ay sonua doğru en fazla üç aday kalacaktır. 1994'ten bu güne yani dört seçim dönemi görmüş biri olarak öyle şeyler gördüm, şahit oldum ki... Mesela, "Ben asla bu ekipte olamam" diye iddialı olana bir bakıyorsunuz karşı safta yer almış. "O da mı?", "Olamaz, mümkün değil!", "Sen de mi Brütüs" örnekleri çoook yaşandı. Kimin hangi zamanda ne yaptığı belli. Meşhur bir atasözü var: "Büyük lokma ye, büyük konuşma." Yani fevri davranmamak gerekir. Bu yazımızın esas başlığı seçim hikayeleridir. Bir tarihte bir başkan adayı seçim kampanyasına başlıyor, yemekler veriyor, ödüller dağıtıyor, kime gitse, "Tamam oyum sizin" cevabı alıyor ve büyük bir moralle kazanacağı başkanlık hayalleri maalesef boşa çıkıyor. Hem de kendisi dışında iki oy almış ve büyük bir hayakırıklığı yaşamış bir seçimzede olarak kalıyor. İkinci örnek, daha önce iki kere başkan adayı olan milli takım hocalarımızdan biri, yaşadığı hayal kırıklıklarından sonda bir daha aday olmadı ve espriyle karışık "Delegeler yazılı senet vermedikleri takdirde asla başkanlığa adaylığımı koymam!" dediği de halen kulaklarımda... Çok iddialı konuşup, şu kadar oy alırım deyip rakiplerini küçümseyenler de oldu, ama sonuç hüsrandı... Sonuç olarak, başkan adaylıklarında çıta çok yükseldi. Hele son 2001 seçimlerinden sonra herkes gördü ve şahit oldu!.. Son güne kadar gelen anket, telefon ve maillerden kıyasıya bir yarış olacağı, kesinlikle açık farklı bir sonucun çıkmayacağı gözüküyor. Delegeler ve ekiplerinden ricam şu soruyu kendilerine sormalılar: Güreş Federasyonu başkanlığı yükünü gerçekten kaldırabilir miyiz? Bunu söylemekteki maksadım; Türk güreşi şu anda önemli bir çizgide. Bir tahtarevalli düşünün; iki taraftan biri tabii ki aşağı inecek veya yukarı çıkacak. Yani FILA tarafından güreş kurallarının % 95 değiştirildiğini de göz önüne aldığımızda seçilecek adayın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Evet sevgili okurlar, güreşin bir gün bile tecrübelsizliğe tahammülü yoktur. "Nasıl bir başkan olmalı?" sorumzu için yine değerli konuklarımız var: Av. Remzi Aldın (TGF Hukuk Kurulu Başkanı): Osman Şansal'ın çok iyi projeleri vardı, bunların gerçekleşmesi zamanın yönetimi tarafından engellendi. Bu çizgiyi devam ettirecek başkan adayı arzu ediyorum. Dr. Bilal Alkoç (Eski güreşçi ve işadamı): Türk güreşinin, birey ve grupların cahilane çatışmalarından etkilenmeksizin yönetilebilmesi için gerekli yapısal reformlar yapabilecek kadar DİRAYETLİ. Oy kaybetme pahasına da olsa popülist politika yapmayacak kadar İDEALİST. Nitelikli ve katılımcı bir yönetim kurulu oluşturup işletebilecek kadar VİZYONLU bir başkanı arzu ediyorum. Rüstem KOYUNCU (Rize Çayspor Antrenörü): İlerde sorun olabileceği şimdiden gözüken ve özelleşmeye bağlı olarak da gündemdeki yerini koruyan kulüplerimizin acil sorunlarını çözebilecek bir başkan olmasını arzu ediyorum. Her zamanki temennimizle bitiriyorum, herşey Türk güreşi için...