İkisi de ayrı stilde olan ancak tek isimde toplanan bir spor dalı... Serbest, adı üstünde serbest güreş... Grekoromen ise belden yukarı, farklı kuraları olan bir güreş dalı... Uzun süredir Olimpiyat, Dünya ve Avrupa Şampiyonaları'nda bu iki branş ayrı yerlerde, ayrı tarihlerde yapılır. Büyüklerde 7 kategoriden oluşan 2 stil, gençlerde 8, yıldızlarda 10, bayanlarda ise 25 kategori (büyükler, gençler ve yıldızlar ) toplam 55 kategori. Madalya durumu ise şampiyonalarda altın, gümüş ve bronz olarak 165 madalya dağıtılıyor. Değişik yaş gruplarını da hesaba kattığımızda bu sayı artıyor. Tüm sporlar federasyonlar içinde gerçekten en yoğun faaliyet programıdır güreşinki... Cumhuriyet tarihinde tüm yaş gruplarında altın, gümüş ve bronz olmak üzere bugün itibariyle 843 madalyamız var. 2003 yılında uluslar arası alanda toplam 166 madalya almış durumdayız. Evet, güreş yalnızca dünya şampiyonalarından ibaret değil. 10 stilde grekoromen ve serbest stil ayrı olmak üzere 20 adet grup ve Türkiye şampiyonaları, karakucak ve yağlı güreşler, eğitim çalışmaları, antrenör , hakem seminerleri ve kursları, video-CD çalışmaları, yayınlar, projeler... Bu bilgileri de siz değerli okurlarımla paylaştıktan sonra 2003 Ocak ayında benim de katıldığım uluslararası antrenör seminerinde FILA Başkanı sayın Martinnetti, Uluslararası Olimpiyat Komitesinin (IOC) güreşi tek bir stil olarak düşündüğünü bizlere ifade etti. Başkan, bunun böyle olmadığını, grekoromen ve serbest güreşin ayrı ayrı faaliyetlerinin olduğunu, 2 branş olarak düşünülmesi gerektiğini IOC' ye bildirmiş. Bizim de dünya güreş camiası olarak grekoromen ve serbest güreşin ayrı birer dal olduğunu IOC'ye göstermek için çaba sarf etmemiz gerektiğini söyledi. İki stilin tek bir dala dönüşmesi tehlikesi hâlâ mevcut gözüküyor. İşte Türkiye Güreş Federasyonu da buradan hareketle, 18 Ekim'de Grekoromen ve Serbest Güreş Ligleri'ni ayrı ayrı başlattı. Daha önce kulüplere sorulmuş ve çoğunluğun isteği ile 1. ve 2. Güreş Ligi'nin ayrı ayrı yapılmasına, Yıldızlar Ligi'nin ise karma yapılmasına karar verilmiş. Bu arda değinmeden geçemeyeceğim; geçen yıl güreş liglerine katılanlara hem harcırah hem de ödüller verilmişti. Bu, kulüpler bazında olumlu ve güzel bir hareket olarak algılandı. Bu yıl için de federasyon, GSGM'nin onayına sunulmak üzere teklif vermiş. Aynı uygulamanın bu yıl da yapılmasını temenni ediyorum. Çünkü kulüplerimize destek vermek gerekiyor. Mesela, güreşin alt yapısına damgasını vuran MTA Güreş Kulübü faaliyetlerine son verme aşamasında... Destek olunmazsa, kapısına kilit vurulacak. Maddi problemler, kulüplerimizin tepesinde Demokles'in kılıcı gibi sallanıyor; bu konuda çaba sarf eden başta güreş camiasının belirli kesimlerini ve basının bir bölümünü tebrik ediyorum. Bu tür sorunlarda tüm camianın bir araya gelerek hareket etmesinin zamanı gelmiştir. Sessiz kalmak asla çözüm değil, o halde bizim bu insanlara sahip çıkmamız gerekiyor. Artık laf üretmek değil, yapılan iyi ve güzel çalışmaları da yakından takip edip destekleyelim. (Yıllarca güreşten gelmemiş yöneticiler güreşi yönetti ve herkes bu konuda memnuniyetsizliğini dile getirdi.) Geçtiğimiz hafta içerisinde İşitme Engelliler Avrupa Serbest ve Grekoromen Şampiyonası İstanbul'da yapıldı. Emeği geçen başkan, yönetici, hakem, antrenör ve sporcuları tebrik ediyorum. Evet güreş yalnız dünya şampiyonalarından ibaret değil. "Çukurdan hiçbir zaman su eksik olmaz" atasözünden yola çıkarak diyorum ki, güreş bizim ata sporumuz ve her zaman ata sporumuz olarak kalacaktır. Yine olimpiyatlarda ve gelecek yıllardaki şampiyonalarda altın madalya öncülüğünü güreş sporumuz yapacaktır.