Serbest güreşin kamp günlüğü

A -
A +

Grekodan sonra bu kez serbest güreşin kampındayız. Teknik ve İdari menajer Yakup Topuz yılardır bıraktığı kamp hayatına yeniden başladı. Milli takımda İsmail Nizamoğlu ile beraber çalışıyorlar. Topuz, yeni gelen antrenör Hasan Apaev'in Rusça dediğini anında Türkçe olarak güreşçilere anlatıyormuş. Apaev ve antrenörler de şaşırmış. Oysa, Yakup hoca daha önce Şahmuradov'un yanında yıllarca çalışmıştı. Tabii ki Rusça ile ilgili bir tercüme olduğunda herkesten önce Yakup hoca atılıyormuş. 60 kilo Arif Kaman tam bir internet tutkunu. Bana gelen maillerden anlıyorum, bir şeyi kafasına koyduysa takiple işin sonunu da getiriyor. İlerde tutuğunu koparacak gibi... 60 kilo Tevfik Odabaşı'nın lakabı "süslü" imiş. Nedeni ise saç stili ve giydiği, devamlı değiştirdiği enteresan elbiseler... 96 kilo Sait Bingöl kampların en genç güreşçisi olmasına rağmen bütün kamp ona sevgilerinden dolayı "abi" diye hitap eder. Sait "Abi" aynı zamanda sıkı bir atari tutkunudur. 66 kilo Mehmet Yozgat'ın çalışmalardan fırsat buldukça sürekli cep telefonundan nişanlısını arıyormuş. Neyse ki 505 hattı almış. Ya 66 kilo diğer güreşçi Ömer Çubukçu'ya ne dersiniz? (Bu arada olimpiyat barajını yakaladı.) Tam bir "hiperaktiv." Yirmi dört saat boyunca yerinde durmaz, arkadaşlarına şakalar yapar, uykusunda bile konuşur diyor arkadaşları... Evet Harun Doğan başlı başına bir olay. Yıllardır uyku problemi var! İşin enterasan tarafı -kendi iddiası- her gece karabasan görür! Oda arkadaşına döner, "Beni niye uyandırmadın?" der. Ve tartışma uzun süre devam eder. Allah bağışlasın şampiyonun ikinci çocuğu da erkek olmuş. Bu arada hatırlatayım, aktif güreş yapanların genelde ilk çocukları kız oluyor!) Kim tutar Harun'u şimdi... Turan Ceylan hocanın sayılarla arasının pek iyi olmadığını söylerler. Neden mi? "Arkardaşlar, biz sporcu iken 1332 tane barfix, 5556 tane sıçrama, 1200 tane şınav, 125 tane halat yapardık" dermiş hep! Futbol deyince Metin Topaktaş hocayı hatırlamamak mümkün mü! Diyelim ki sportif oyun var. Metin hoca önce en iyi oyuncuları alır, bir de kendisi oyuncu-hakem olur, hele mağlup ise düşünün artık maçın ne zaman biteceğini... ben diyeyi 2 saat, siz deyin 5 saat! Serbestte de Ahmet Gülhan, Fatih Çakıroğlu (kampın yakışıklılarından, sosyal çevresi çok iyidir. Ayna'nın karşısından ayrılmaz, genelikle iyi danseder), Serhat Balcı (araba meraklısıdır, yeni aldığı otomobille üç ayda 25.000 km. yaptığı söylenir) ve birkaç kişi daha grup halinde takılırlar... Ya Aydın Polatçı? Sevimli bir insan, onun da en iyi arkadaşı istatistiklerin aksine ufak sıklettekiler değil, kendisi gibi ağır sıkletttekılerle arkadaşlık yapar. Mesela Tolga Topçu gibi. Morali yerinde olsun siz ondan ne isterseniz verir. Bu arada laf aramızda son zamanlarda ki lakabı ise "doymazov." Nedeni ise rakibi Taymazov imiş, merak edenler kendisine sorabilirler. Diğer ağır sıklet Recep Kara tam bir "denge." Nedeni ise gücünün farkında olmadığı zamanlar oluyor ve bir bakmışsınız biri sakatlanmış! "Ne oldu sana?" diye sorarsınız, "Recep Kara ile şakalaşırken sakatlandım" der. Kampta serbest ve greko-romenin yabancı hocaları Macid Kamandar ve Hasan Apaev'in tavla oynamaları ise herkesin dilinde. Doktor Tahir Kurbanov'a gelince, kampta herkes ona "mildranat geldi" derlermiş. Kalp ile ilgili faydalı bir ilacı tavsiye etti için... Ya Kamil Kocaağaoğlu? Kampın bilgisayar ve proje üreten antrenörü... Son günlerde ben artık projelerimi kimseye söylemiyeceğim dediğine bakmayın, o şimdi dinleniyordur. Nuri Zengin (Kirli) deyince oflayıp puflama duyarsınız. Evet, sıra geldi Kaptan Yüksel Şanlı'ya... Kampın güvenliği ondan sorulur! Uykusu çok hafif olduğundan her an görev başındadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.