> MOSKOVA Türkiye sporda bereketli bir ayda hasat topluyor. Biz Güreş Milli Takımı olarak Moskova'daki Dünya Şampiyonasına gitmeden, Basketbol Milli Takımımızın maçlarını kaçırmadık ve onların kazanma inancını 73 milyonun bir parçası olarak kalbimizle destekleyerek gittik. Grekoromen Milli Takımının elde ettiği dünya ikinciliği ve Selçuk Çebi'nin altını, Vasıf ve Rıza'nın bronzu... Beni derinden sarsan, Kaptan Nazmi'nin son birkaç saniyede verdiği iki maç geldi. Şayet 4 saniye dayanabilse üçüncü defa dünya şampiyonu olarak gelecekti yurda. Ah o kader saniyeleri... Bazen keder, bazen zafer. (Bakınız: Basketbol Milli Takımının Sırbistan maçındaki son saniyesi.) Bir gerçek var; inanarak ellerinizi açarsanız Yüce Mevla boş çevirmiyor. Efsane güreşçilerimiz her maç öncesi hep dua ediyorlar. En büyük örnek Hamza Yerlikay idi. 2011 eylülünde Sinan Erdem Spor Salonunda Dünya Güreş Şampiyonası var. İnşallah 12 Dev Adamı coşturan bu müthiş seyirci ile biz de 2009'daki dünya şampiyonluğunu tekrarlarız. Evet bütün hesapları bunun üstüne yapmalıyız. Grekoromende yedi sıklet var. 2009 ile karşılaştırdığımızda 55, 60 ve 96 kilolar 16 puan getirmişti ama bu kez sıfır çektiler. 2011'de mutlaka puan getirmeli güreşçilerimiz ve hatta madalya alabilecek sporcuları monte etmeliyiz. Yedide yedi olmazsa bile en az 6 olimpiyat vizesi almalıyız ki şampiyon olabilelim. Türk milli takımları seyirci önünde her zaman daha iyi mücadele ediyor. 2001'de ben Avrupa şampiyonu olan takımda teknik adam olarak Abdi ipekçi'deydim. 12.000 seyirci karşısında! Başta Turgay Demirel olmak üzere "inancın zaferini" yaşayan ve yaşatan basketbolcularımızı, teknik ekibi, sağlık ekibini, seyirciyi, basını, duaları ile destekleyen halkımızı, bu müthiş organizasyonda emeği geçenleri kutluyorum. Günlerce ekranlara kitlendik, Basketbolcularımız ne güzel beyanatlar verdi: "Bize dua edenler hakkını hela etsin.", "Yetmiş milyonun zaferi" , "Bu inancın zaferi", "Türkiye bizden dualarını esirgemesin." Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın ilgisi, Spor Bakanı, Genel Müdür, herkesten Allah arzı olsun... Takımlarına inanmaları.. Türkiye çağ atlıyor... Basketbol, güreş, futbol, tekvando... Ne kadar güzel, birlik beraberlik. İşte "inancın zaferi" ile Basketbol Milli Takımımız bir ilki başardı. Tekrar Moskova'ya dönersek... Üç bayan güreşçimiz madalya alamadı. Serbest güreşte de olimpiyat şampiyonumuz Ramazan Şahin yenildi, Batuhan ve Fatih Çakıroğlu ile hayal kırıklığı yaşadık. Ama dediğim gibi 2011 İstanbul çalışmaları bugünden başlamalı. Bekle bizi Sinan Erdem... Bir tarih de güreş yazacak!