Cephede bayram, bayramda barış

A -
A +

"Bura Yemen'dir/Gülü çemendir/Giden gelmiyor/Acep nedendir?" diyerek hem hanedeki, hem cephedeki; belki bir, belki birkaç bayramı böyle geçirdi. Gurbet, hasret ve barut hayatın öteki yüzünü yansıtıyor. Hele hele "Ah, civan Alişimi gördün mü Tuna boyunda?" diyerek yollara düşen Balkanlardaki insanımız da öyle. Bayramda acıyı bal eyledi. Edebiyat kitaplarındaki Ahmet Rasim'in Bayram hikayeleri Yahya Kemal'in "Süleymaniyede Bayram Sabahı" birer abide ama aynı dönemde anonim özelliği olan bir başka haykırışta ise hem ses, hem saz, hem söz öne çıkar "Bayram gelmiş neyime/Kan damlar yüreğime" der. İki cihan, bir İstiklal Savaşı geçiren dedem rahmetlinin türküleri hep böyleydi, o nesil fukaralığı biliyordu, açlığı, sefaleti, savaşı yaşamıştı Bayram'da da olsa. Galiba 1950'den sonra ülkemiz, insanlarımız, İslam dünyası gerçek bayramlar yaşadı. Lezzetine vardı, gereğini yaptı. "Nerede o eski bayramlar" derken dikkat ederseniz hep belli dönemin özelliklerinin altı çizilir, "bayram" diye anlatılır. Peki şimdiki kuşaklar? Kurban Bayramı'nda ailesini belki Hacca uğurlarken yaşıyor. Nerede? Türkiye'de. Ancak Bayram bütün İslam dünyasında. Dün Filistin'de üç genç daha şehit edildi. Ülke mayın. Basan, havaya uçuyor. Her gün cenazeler kalkıyor Filistin'de. İsrail katliamı dur durak bilmiyor intifada'daki insanlara. Bayram da olsa vuruyorlar, seyran da olsa. Bu çocuklar bayramı eğer hayatta kalırlarsa nasıl hatırlayacaklar acaba? "Kardeşinin şehid olduğu gün" biçiminde mi? Çeçenistan'da da öyle. Rus mezalimi bitmek bilmiyor. Rus analarının da feryadı büyük. Çeçen savaşçılar cephede bayram yapıyor. Rus karakollarına saldırılar düzenliyorlar ülkelerinin bağımsızlığı adına, bayram günü de olsa. Kuşatmayı yarmak mecburiyetindeler. Rusya Dışişleri Bakanı Igor Ivanov, Avrupa İnsan Hakları Komiseri Alvaro Gil-Robles'e yalan söylüyor. Moskova'da; "Çeçenistan'ın politik, sosyal ve ekonomik sorunlarını çözmeye uğraşıyoruz" derken. Allah'tan inandırıcılıkları yok. Taliban kendi halkına zulmediyor, dindaşına, soydaşına bayramı zehir ediyor kurşunlarıyla, tanklarıyla. Mazlum Afgan halkı ve çocukları belki de bu bayramı sonraki nesillere böyle aktaracaklar. "Kardeş katilleri" Endenozya'da vahşet var. Döner bıçaklarıyla Müslümanların kelleleri uçuruluyor. Hıristiyan-Müslüman-yerli dinler çatışması sürekli körükleniyor en fazla nüfusa sahip bu Müslüman ülkede. Bayram Eritre'de de öyle geçiyor, Moro'da da. Hatta hatta Keşmir'de de. Kan durmak bilmiyor. Irak'ta BM ambargosu yüzünden çocuklar dengesiz beslenme ve hastalıktan bayramda da kırılmaya devam ediyor. Sudan'da iç savaş kaşınıyor. Bangladeş gibi Müslüman ahali bu bayram günü açlığa itilmiş. Bir kuru kemik kalmış, canlı cenaze gibi. Ya Kuzey Irak'ta? Zengin Arap ülkeleri keyifli! Ne etliye karışıyorlar, ne sütlüye. İran dilerim bu fotoğraflar karşısında Ermenistan ve Yunanistan ile ilişkilerini yeniden gözden geçirir. Sırpların etkisinden mi nedir, Bosnalı Hırvatlar da geçici özerk yönetim ilan ettiler. Sanki provoke ediliyorlar gibi. Daha dün bölgede 250 bini aşkın Müslümanın kanı aktı. Başta Türk Ocağı, bazı sivil toplum kuruluşlarımız Kafkaslar'da, Balkanlar'da, Kuzey Irak'ta Kurban Bayramı'mızı yaşatmak için girişimleri büyük ilgi gördü. Bölgede bu gelenek yeniden hatırlanmalı, kutlanmalı bayramlarda. Allah rızası için kesilen kurbanlarla fukara halkın evine de hayırlı hizmetler ayağına kadar gitmeli. Günümüz Müslümanları yaşadığı Kurban Bayramlarını aktarırken kan, vahşet, soykırım, barut, açlık, sefalet, savaş olarak değil; türkülerinde barış, huzur, dayanışma, kardeşlik, moral, heyecan, haz, mutluluk alarak yansıtırlar, yaşarlar. Nice sulh dolu, saadetli bayramlara, daha güçlü, daha iddialı. Mart'ın ilk haftasında başkent Liderler şurda, burda, orada. Ancak ekonomi kurmayları Bayram'da Ankara'da. Harıl harıl çalışıyorlar. Yıllık enflâsyonun %33.4 olması da onları yüreklendirdi. Kemal Derviş ve çalışma arkadaşları üç ayda ekonominin rayına oturacağında hemfikirler. Ancak kemer sıkmayı yine halk sürdürecek. O da eğer delik kaldıysa. Tek sorun "Kendimi Uluğbay gibi hissediyorum. Hayatında bir gün devlet hizmetinde çalışmamış birinin emrinde olamazdım" diyerek istifa eden Zekeriya Temizel'in muhtemel açıklamaları. Çünkü hortum ayaklarından biri ortaya çıkarılmış, öteki ikisi açıklanmayı bekliyordu. Bu çerçevede Sadettin Tantan'ın da canı sıkkın. "O'nun da elinde çok bilgi ve belge var. Ya açıklarsa?" endişeleri ürkütüyor bazı kesimleri. Hükümetin ekonomi kurmayları Çankaya ve Gölbaşı'nı mesken tuttular. Radikal yeni karar ve program üzerinde olunduğu iddiası da ağır. Ne getireceğinden ziyade, ne göstereceği daha çok konuşuluyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.