Çocuklar cep telefonunun alarmını değiştirdiler. Arandığım zaman Fenerbahçe Marşı çalıyor. Aman ne keyif benim için. İlgili, ilgisiz duyanın dikkatini çekiyor. Laflıyoruz hemen. Koyu bir Fenerbahçe sohbeti kalıcı dostluklar peşinden. Bir haftadır, daha doğrusu Fenerbahçe-Trabzon karşılaşmasından sonra 15 gündür işi gücü bıraktık bir derbiyle meşgul olmaya başladık 65 milyon. Ne 65 milyonu, bu derbi için Amerika'dan, Avrupa'dan gelen Fenerbahçeliler var. Özel turlar tertiplendi. Sırf bu maç için uçaklar kiralandı. Davul-zurna havalimanlarında karşıladık onları. Sadece İstanbul ve özellikle de Kadıköy değil sarı-lacivert, gelin bir de Başkent'i görün, sonra kıyaslayın. Vitrinler bile Fenerbahçe'ye büründü. Girdiğiniz her yer FB-GS derbisi, tek tek oyuncular, teknik kadro tartışıldı. Medya da öyle bir görev üslendi ki bu 15 günlük kısa sürede nedense Galatasaray'ın Real Madrid'i Jardel'in altın golüyle yenerek Avrupa Şampiyonu olduğu karşılaşmadan bile esirgendi! Bu kadar alâka özel öneme haiz mi deseniz değil; FB-GS maçında. Çünkü şampiyonluk ilân edilmiyor, daha üç deve dişi gibi maç var fikstürde. Galibiyetin üç puan olduğu günümüzde öyle ciddi bir fark da yok zirvede Gaziantep bile ortaklık iddiasını taşıyor. Belki de asıl derbi Galatasaray'ın Gaziantep deplasmanı olacak. Çünkü bu derbi hiç bir şeyi çözmedi, belli etmedi, sinyal bile vermedi. Denizli'nin FB'yi, Yimpaş Yozgat'ın GS'yi yendiği bir Türkiye var artık. Olmaz, olmaz diyoruz. Fenerbahçe-Galatasaray Derbisi asıl hükümete yaradı. Hiçbir sorun bu maçın önüne geçmedi, geçemedi. Ne zamlar, ne özelleştirme, ne tıkanıklık, ne kısır döngü, ne TBMM'deki basına getirilen baskı, ne tele kulaklar, ne Mavi Akım, beyaz enerji soruşturması, ne de Kemal Derviş! Üçlü koalisyon Fenerbahçe'nin bu kıyağını unutmasın. Telefonumu açık tutmam lâzım, aranacağım, Fenerbahçe marşı çalacak.