Göteborg'da diplomasi ve şiddet

A -
A +

Başbakan Ecevit, 76 yaşında siyasi hayatının en yoğun ve yorucu günlerinde. Son olarak gittiği Göteborg'da, Avrupa Birliği Zirvesi'nin en tecrübeli duayen politikacısı. Gündem ise Birliğin genişlemesi. Bu toplantıların bir de vazgeçilmez konuk göstericileri vardır. Sivil toplum kuruluşları. İsveç polisi silah kullandı. Çatışmalarda çok sayıda yaralı var. Gözaltı da öyle. Küreselleşme karşıtı ve çevreci eylemciler bunlar. Tümü de genç. Türkiye AB treninde, istasyon odasında bekletiliyor. Her defasında ve bu defa da "insan hakları ihlalleri" yine ısıtılıp önümüze kondu. Başbakan ise ağırlıklı olarak Balkanlardaki gerilim, Makedonya'daki katliamı ana tema olarak zirve'ye taşıdı. Süper Güçlü Lider Bush da ilk defa ABD Başkanı olarak Avrupa'da. NATO toplantısına katıldı daha önce. İttifakın güçlendirilmesi ve yeni tehditlere hazırlıklı olmaya çağırdı. Tehdit de Kuzey Kore, İran ve Irak'ın balistik füze saldırıları ihtimali! Bunlar toplu imha silahlarını oluşturuyor. NATO'da Türkiye'nin çekince ve veto hakkı bulunuyor. AB, Avrupa Güvenlik ve Savunma Kimliğini geliştirmek için Birleşik Avrupa Ordusu Kurmak istiyor. Ankara buna karşı. Washington da Türkiye'nin arkasında. Yalnız değiliz. Türkiye AB üyesi değil, ancak Avrupa Savunma Kararı mekanizmasında güç olmak ve aktif rol almak arzu ediyor. Bu da normal. Çünkü SSCB dağıldıktan sonra ve böyle bir gelişme ile Türkiye'nin yerine yeni stratejik merkezler konabilir. İsrail ve Ermenistan'a yapılan yardımlar bu yüzden. Dünya Bankası'nın İpek Yolu için 40 milyon dolar Azerbaycan'a yardım kararı da böyle. Kardeşi kardeşe vurduracaklar. Bu projeye ayrıca İslami Kalkınma Bankası ve Kuveyt Fonu da destek veriyor! Ankara yalnızlaştırılmak isteniyor. Sözde Ermeni Soykırımı İddiasını meclislerinde kabul ettiren Fransa, Türkiye'yi eleştiriyor. Çünkü Ankara'nın çekinceleri, ciddi engellere dönüştü. Kendileri yapınca normal, biz yapınca olmaz (mış)! Avrupa Ordusu kurulursa NATO imkanlarını Türkiye'ye göre kullanamaz. Hepsi bu. Göteborg'da da gündemdeki konu. Daha da sıcaklığını koruyacak. AB de sertleşmeden yana değil. İpi gergin tutmak istemiyor, anlaşılan. AB ve NATO sorunu zamana yaymaya çalışıyor. Ankara da ses çıkarmıyor. Çabuklaştırmak, soruna çözüm getirmeyecek gibi. Ancak 2003 yılında AB 60 bin kişilik ordusunu kuruyor. Dönem Başkanlığı da Belçika'ya geçiyor. Sorun öyle uzun boylu da bekleyemeyecek. Ankara, Atina'dan da endişe etmiyor değil. Dolayısıyla NATO ülkeleri arasında ihtilaf olursa, AB Müdahale Gücü'nün tarafsız olması gerekiyor. AB de bu durumu kabul ediyor. Genelkurmay'ın da konuya daha önce dikkat çekmesi, siyasi otoriteye moral verdi. Türkiye Göteborg'da belki istediğini alamadı ama, istemediğini de yaptıramadı AB ülkeleri. Biraz kıpırdama imkanımız olsa, nefesimiz derin olacak. İran, Ermenistan, İsrail hattındaki Ankara Tahran Radyosu kıyamet koparıyor "Türkiye'nin ekonomik darboğazından yabancı ve Türkiye düşmanı güçlerin taviz koparmak istediği" biçimde. Dünya siyonizmine ve haçlı zihniyetine dikkat çekiyor. İddia o ki "Türkiye'de 14 milyon dolara 11 satılık köye Amerikalı Ermeniler talip." Ama bunu kurnazca, çaktırmadan, hukuku da çiğnemeden yapmak istiyorlar. Köyleri kendi adlarına, başkalarına aldırmak istiyorlar (mış). Radyo "aman dikkat, Ermenilerin yıllardır hayalleri var bu bölgede" diyor Türkiye'ye!? İran Ticaret Heyeti Türkiye'de. Ermenistan ile iyi ilişkileri bulunan Tahran yönetimi komşuluk hatırına mı yapıyor bunu bilmek müşkül. Ayrıca böyle bir ilan da çıktı mı onu da ben bilmiyorum. (Ticari ilişkilerde bir kıpırdanma olsun) diye mi böyle bir tavır geliştirdi yoksa? Bir başka ihtimal de bazı bakanlarımızın İran'a gitmeleri, mutabakat gerçekleştirmeleri olabilir. İran ile sınır ticaretimiz önemli. Transit mal taşımacılığı da öyle. İlişkilerin iyileşmesi bölge istikrarını da artıracak. Başta gümrüklerde iki ülke lehine değişim gerekiyor bittabi. İran, rahmetli Özal'ın %95'ini tamamlayarak enflâsyonun artmasına tek neden GAP Projesi konusunda da dikkat çekiyor özetle diyor ki: "GAP'a siyonistler çok sıcak bakıyor. Türkiye'nin yıllardır tamamlamaya çalıştığı ve 10 milyarlarca dolar harcadığı GAP'a İsrail göz koydu. Manavgat Çayı'ndan su satın alma da bu plânın bir parçası. Bölgede işgalci güç İsrail'in gölgesi GAP'a düşmesin. İsrail'in nüfuzu artmasın. Tarımsal projelerle İsrailli firmalar GAP'ta yarışıyor. GAP'a yatırım için İsrail toprak satın almak istiyor." Geçenlerde Adıyaman Milletvekili Mahmut Göksu'nun soru önergesini cevaplayan GAP'tan sorumlu Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz, İsrail'in bölgeye yatırım yapmak istediğini ve projelerini anlattı. Ancak bugün için gerçekleşen veya proje aşamasında olan herhangi bir İsrail yatırımının olmadığını söyledi. Fakat İsrail ile teknik işbirliği anlaşmasının yapıldığını bildirdi. Bölgede İran'a Suriye dost bir ülke. Öteki Arap ülkeleri öyle değil. ABD'ye atfen bazı Arap medyası İran'ın nükleer silahların yapımında kullanılan zenginleştirilmiş alüminyum ürettiğini öne sürüyor. İsrail de böyle bir suçlamada bulunuyor ve İran'da nükleer silah yapıldığını savunuyor. Rusya'yı suçluyor. ABD'yi gerekeni yapmadığı için eleştiriyor. Uluslararası Stratejik ve Siyasi Araştırmalar Enstitüsü'nden Paul Michael Wevy, İsrail'in yeni bir tercihle Türkiye'yi seçtiğini söylüyor. Manavgat Suyu ve Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattına destek olmasını örnek gösteriyor. Ortadoğu'da hayat zor, hayatı sürdürmek daha da zor. Hele istikrar. Bölgede sağduyulu ve barışcı liderlere fazlasıyla ihtiyaç var.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.