Ailenin kıymetini gören Rahmetli Turgut Özal, 1983 yılında iktidara gelir gelmez yeni bir devlet bakanlığı kurdu. Başına da Cemil Çiçek'i getirdi. Dr. Necmettin Türinay da Aile Kurumu'nun başkanı oldu. Laf arasında sıkıştırırız da ciddiyete binince bu sorumluluktan kaçınılır her nedense. Aile Araştırma Kurumu öyle çalışmalar yaptı, öyle yayınlar gerçekleştirdi ki üniversitelerin bile ağzı açık kaldı. Sadece burası mı müzik repertuarımıza "çocuk şarkıları" kazandırdı düzinelerle. Sanatçı motive oldu. Başrolünü Tamer Yiğit'in oynadığı dramalar çekildi. Bütün sinema tekniğinin özelliğini ve donanımını taşıyan Aile dizisi bir olay oldu. Kamuoyu çok etkilendi. Aile'yi hep birlikte yeniden yaşadık. Çocuklarımızı ve sorumluluğumuzu yeniden algıladık. Gereği için kolları sıvadık. Şimdi bu bakanlık ve başkanlık yine var. 18 sene önce esen şiddetli rüzgar yerini yıllardır dalgalanmaya bıraktı. Ne estiği belli, ne esmediği. Babalar Gününde "aile" yeniden gündeme taşındı. Yoksullara Yardım ve Eğitim Vakfı YOYAV'ın Ahmetler'deki toplantısında. 54 kişi "Bahtiyar Baba Ödülü" aldı. Bunlardan biri de Ferruh Bozbeyli'ydi. Eski TBMM Başkanı 70'li yıllarda AP'den ayrılarak Demokratik Parti'yi kurmuşlardı bir grup milletvekili. Onların lideri oldu. Seçimlerde bu sayıyı muhafaza etti. Eski Cumhurbaşkanı Celâl Bayar da kendilerine 100 yaşına yaklaşırken destek oldu, seçim gezilerine katılmıştı. Ferruh Bey sonra siyaseti bıraktı. Bir müddet İş Bankası Yönetiminde Mehmet Turgut ile birlikte görev üstlendi. Şimdi 75 yaşında. Ama dinç görünümlü, sağlıklı. Törende gençliğe dikkat edilmesini hatırlattı ve "Evet yerine bir delikanlı (hı hı) diyorsa iyi düşünmemiz gerek" diyerek uyardı. Anlattığı bir anekdot ise daha hoştu aile için: - Tablolarını bir türlü satamayan ressam yollara düşüyor, en güzelini arıyor. Tabloya yansıtacak. Tuvallere aktaracak, renk verecek. Köydeki genç kız bu soruya "en güzel aşk" diyor. Bir asker ise "barış" biçiminde cevap veriyor, din adamı da "iman" da ısrarlı. Ama bunların resimleri nasıl yapılacak? Dönüp evine geliyor aşk'ı karısının gözlerinde okuyor. İman'ı yüreğinde hissediyor. Barış'ı da evinde buluyor. Kararı açık dünyanın en güzel şeyi aile. Bunun resmini yapmaya karar veriyor ve sanat galerisini sıraya sokuyor. Aile resmi almak isteyenlerin sayısı bir anda çoğalıyor. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz babalar, anneler, sevgililer falan gibi günlerin batıdan monte edildiğini, Müslümanların böyle bir gelişmeye ihtiyaçları olmadığını, ancak Batılıların şiddetle muhtaç olduğunu belirtti. Gerçekten doğru. Batıda 18 yaşındaki gencin ailesiyle bağı kopar. Hayatını yalnız yaşar. Eski valilerimizden Ömer Naci Bozkurt hiddetli ve şiddetli. Tepki gösteriyor. Geleneğimizde bunların tümünün muhtevi olduğunu anlatıyor: - Kültürümüzde, hayatımızda üç çeşit baba vardır. Birincisi kendi babamız. İkincisi toplumun bilge kişileri, kanaat önderleri babadır. Sonuncusu da "devlet baba"dır. Bunlar bizim ayrılmaz parçalarımızdır. İçimizdedir. Ödülü alan bir başka baba ise Keçiören Belediyesinin çalışkan ve sevilen Başkanı Turgut Altınok'tu. Vali Bozkurt'un anlattıklarını tamamladı: "Yanlış bir yaklaşımla maalesef resmi açıklamalar ve medya da çete ve mafya liderlerini "baba" şeklinde değerlendiriyor. Yanlış ve haksız. Bu ödül ilk defa veriliyor. YÖK eski başkanvekili Uygur Tazebay'ın serzenişi ayrı bir lezzetli: - Madem böyleydi. Bu törene torunlarımıza varıncaya kadar davet etseydiniz de çoluk-çocuk böyle bir mutluluğu yaşasaydı. Biz bize olmuyor. Çünkü bu bahtiyarlık payesinde ailenin payı en fazladır. Mutluluklar paylaşılmalı. Eski müsteşar Mustafa Keten, yazar-şair Abdullah Satoğlu, Hamdi Mert, Ökkeş Dağlıoğlu, 17 kişiyle bir Tıp Fakültesi'ne yetecek kadar aile ferdine ulaşan 85 yaşındaki Prof. Mustafa Işıkan, işadamı Mennan erşanlı, Milletvekili Mehmet Macar'a varıncaya kadar her sektörden "bahtiyar baba" var. Peki bardağın yarısı dolu. Boş yanında ne var? O da bana düşüyor toplantıda. Gördümse aktarmam gerekiyor: - Bahtiyar Baba Ödülü alanlar dikkat ederseniz hep belli kültür, gelir ve konumda olanlar. İçimizde hiç yoksul yok. Demek yoksulluk bahtiyar olmaya mani bir hal. Maddi ve fikri yoksulluğun, fukaralığın yenilmesi gerek. O halde buyurun. Başta YOYAV haydi mücadeleye. Gelecek bir tasarımdır George Orwell bir İngiliz yazar. Kitaplarında bu imza var ama asıl adı Eric Blair'dir. İspanya içsavaşına katılmış bu marksist yazar daha sonra komünizmi "ti"ye alır. Hayvanlar Çiftliği adlı eserinde. Mutlaka okuyun. 1948'de ise bu sayının son iki rakamı yer değiştirerek "1984" adlı kitabını yayınlar. Bu da müthiş. Bunu "Gelecek Bir Tasarımdır 2023" adlı farklı ses ve solukla çıkan dergiyi okurken hatırladım. (Tel: 0.312. 419 70 80). Amaçları yarına dair endişeleri ve sonuçlarını paylaşmak. 2023 Cumhuriyetimiz 100. yılı aynı zamanda. Güzel de bir değerlendirme olacak. Alev Alatlı ile Schrödinger'in Kedisi (Kabûs) adlı romanı üzerine söyleşi nefes kesiyor. "Ben toplumumuzdan, biz toplumuna 2. Aydınlanma Çağı"nın yakalanması üretken, memleketsever aydınlarla an meselesi. Denemekte fayda var. 2023, 2023'e kadar yaşaması gereken, tartışılması icabeden bir yayın.