Kuşatma sürüyor, hem de artarak...
Avrupa Birliği Kıbrıs'ta taviz istiyor! Sözde Ermeni Soykırım İddiası batılı gelişmiş ülkelerdeki lobilerde bütün kini ve şiddetiyle devam ediyor. Sakın ola ki batının başımıza musallat ettiği Terör Örgütü PKK'nın eylemlerini noktaladığına inanmayın. Milli Güvenlik Kurulu'na Süryani, Asuri ve Keldaniler'in tazminat almak için başlattıkları iftira kampanyası rapor edildi. Destek yine bazı batılı dost ve müttefiklerimizden! Daha bitmedi. Ekonomik açıdan bize kriz yaşatanlar, şimdi bir yeni sorun ile yüzyüzeler. Miniminnacık bir ada Malta'ya bile bizden fazla yabancı sermaye giriyor, yatırım yapılıyor iktisaden güçlü olmazsanız, siyasi istikrarınız da fayda getirmiyor. İşte ödeyeceğimiz yeni fatura. Rahmetli Elçibey'in şimdi kemikleri sızlıyordur. İlhan Aliyev kimdir tanıyor musunuz? Azerbaycan Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev'in oğlu. Bakü'deki muhalefetin iddia ettiği gibi İspanya'da dolarlar savuran mahdum mu bilmiyorum, ama bir bildiğim varsa devlete ait petrol şirketi SOCAR'ın 1. Başkan Yardımcısı. Milletvekili aynı zamanda. Türkiye kamuoyu İlhan Aliyev'i, Ömer Lütfi Topal'ın öldürüldüğü günlerde duydu medyadan. Topal-İlhan Aliyev dostluğu o günkü gazetelere göre muhkem (miş). SOCAR Yetkilisi İlhan Aliyev bakın ne diyor: - Türkiye, Azerbaycan'dan doğalgaz alımında şart ileri sürmüyor. Ancak görüşmeleri de gerçekleştirmiyor. Ankara, diğer ülkelerle doğalgaz anlaşması imzaladığı için endişe ediyoruz. İlişkilerimiz zarar görebilir. Bu soydaş ve dindaş açıklaması kesin değil. Diplomatik lisan hiç değil. Uluslararası ilişkilerin de bilinmediği ortada. Tahran Radyosu gelişmenin netini ve niyetini daha açık ortaya koyuyor: "Aliyev, Bakü doğalgazını İran güzergahından geçirme konusunda ciddi. Üzerinde önemle duruyor. Heyetlerarası görüşmeler de devam ediyor. Ankara'nın müzakereleri uzatmasından dolayı; Aliyev, Türkiye'yi suçluyor. Şah Denizi Havzası'nın üretime açılmasında ciddi engel çıktığını belirtiyor. Bu durumda Azerbaycan doğalgazını, dünya piyasalarına intikali için İran'ı iyi bir seçenek olarak görüyor. 5.3.2001" Bu kritik gelişme olurken, Yunan Savunma Bakanı Akis Trohatzopalos ve Patrik Egnatios, Şam'da temas yapıyor. İran Dışişleri Bakanı Kemal Harrazi de 17 Mart'ta Yunanistan'da gerçekleşecek Atina-Tiflis-Tahran Zirvesi için hazırlık yapıyor. Azerbaycan'ın halen % 25'ine yakın toprağı Ermeni işgalinde. Bir milyon soydaşımız kaçkın (göçmen) durumunda evsiz, barksız, aç, biilaç. Cumhurbaşkanı Haydar Aliyev ise Paris'te Karabağ Sorunu'na çözüm arıyor?! Karabağ ise tamamen Ermenilerin işgalinde. Sorunun çözümü için Türkiye kıstırılıyor. Fransa, Kafkasya'da söz sahibi olmak için devrede. Bugüne kadar 4 çözüm önerisine Bakü (evet) demesine rağmen, Ermeniler (hayır) dedi, işi hep yokuşa sürdü. Bu beşinci çözüm önerisi olacak!? Şimdi Paris'te Cumhurbaşkanları Jacques Chirac, Haydar Aliyev ve Robert Koçaryan Zirvesi yapılıyor. Saatler değil günler süren. ABD; Rusya ve Fransa'nın da MİNSK Grubu'nda başkanlığından dolayı görüşmenin Paris'te yapıldığını belirtiyor! Fakat gerçek niyet Ankara'yı dışlamak ve başarmaya yakınlar. Le Figaro, aksini savunsa da gerçek böyle. Bakü-Ceyhan Boru Hattı'ndan büyük ümitler var. Bir yandan Suudi Arabistan ile, öte yandan Moskova'yla çok iyi denge politikası izleyen Haydar Aliyev'e 12 Mart'ta Türkiye'ye gelmeden önce bir hatırlatmakta bulunmanın sanırım faydası olacak "Uluslararası ilişkiler karşılıklı çıkarlara dayanır. Türk'ün de Türk'ten başka dostu yoktur." Ankara ise gözünü dört değil, daha fazla açmalı. Türkiye'yi kuşatma harekatını âmâlar bile görüyor, artık. Bir nöbet üzerine Aktaracağım anekdot, siyasilerin bayram ziyaretindeki kulislerde anlatıldı. Hikaye şöyle: "Sayın Başkan, girişe bir fidan diker. Çiğnenmesin, kırılmasın diye de başına bir nöbetçi emreder. Sonra da işinin başına döner. Yıllar yılları kovalar. Bay Başkan emekli olur. Torunlarının yanında mutluluk yaşamaktadır. Bir gün aklına düşer. Memleketine gider. Bir de ne görüsn, diktiği fidan, kocaman bir çınar olmuş. Yanında biri duruyor çınarın. Sorar, ne aradığını aldığı cevap dikkatini çeker: - Çınar nöbeti tutuyorum amca. - Evladım, ben bu nöbeti o zamanki fidan çekilip atılmasın diye koymuştum. Siz gelenekleştirmişsiniz.