Radikal, ancak uygulanabilir çözümler

A -
A +

Ankara'da reel sektör toplantıları devam ediyor. TOBB dün de beş bakanı biraraya getirdi. Derviş, Toskay, Tanrıkulu, Oral ve Gökalp reel sektör temsilcilerini dinledi. Hükümet bu aşamada "ekonomi"den başka bir şey düşünmüyor. Öteki sorunlar konu edilince hemen zırhına bürünüyor. Dolayısıyla durumu Doçent Dr. Yavuz Kır'a sordum. Kırıkkale Üniversitesi öğretim üyesi. İki ünlü ekonomist-politikacı Ali Coşkun ve Işın Çelebi'ye danışmanlık yaptı. Halen de TBMM Başkanı Ömer İzgi'ye muhasebe ve finans uzmanı müşavir-danışman olarak hizmet veriyor. - Şu krizi açıver lütfen? Vatandaşın anlayacağı dille. - Yılların birikimi. Kasım 2000'den sonra derin daralma başladı. Ekonomik göstergeler alarm verdi. Talep ve gelir sıkıştı. Devletin mali gücü ve likidite kapasitesi etkilendi. Büyük bir finansal tehdit oluştu. Özeti bu. Yolsuzluk, yiyicilik, yozlaşma, mevduat güvencesi ve batık bankalar, sübvansiyonlu destekleme alımları, görev zararları, iç borç stoku, savunma harcamaları, şişirilen kamu kadroları, israf, halkla devlet arasındaki uçurum ve güvensizlik, iyi yönetilmeme, siyasi istikrarsızlıkta akla gelen sebepler. Sorun güvensizlik 19 Şubat ve 12 Temmuz ile birlikte üç kriz yaşamış ülke. Yavuz Hoca devam ediyor: - Herkesi fedakârlığa çağıran ve güven tesis eden tedbirlerle kriz aşılır. Ancak, kriz; halkın bir kısmını şemsiye altına alıp, ötekilerini dışarıda tutmayan güven verici bir yönetim anlayışı ile aşılır. - Hükümet böyle bir program ortaya koydu. IMF'ye mektuplar verildi? - Hızla giden arabanın frenine ani basılması olayını yaşıyoruz. Fedakârlık toplumun basit gelirli kesimine yüklenmemeli. Müdahale de gecikti. Önce vites küçültülmeliydi. Program, geniş halk kitlelerinin desteğini ve katılımını sağlamış görünmüyor. Güvensizlik sürüyor. Sorunlar dolayısıyla yığılıyor? - Nedir bunlar? - 150-200 milyar dolar arası likidite buharlaşması, üretimsizlik, reel sektörün küçülmesi, gelir daralması, satın alma gücünün azalması, talep daralması, işsizlik, gelir dağılımının bozulması, beyin göçü, sosyal sorunlar (hırsızlık, intihar, boşanma vs), vergi tahsilatının düşmesi, borçların artması, dolarizasyon, kayıt dışı ekonomi; devlete, siyasal sisteme ve meclise güvensizlik, vandalizm (yıkıcılık, devlet ve zenginin malına zarar verme) - Krizden çıkış yolları ancak pratik olsun, teorik değil? - Genel mali af. Atıl sermaye harekete geçirilerek tahsil edilmeli. İç borçlanmayı ve faizleri azaltmak. Yastık altı tasarruf dövizlerini Türk lirasına çevirmeyi teşvik etmek. Yaklaşık 23 milyar dolar sağlanabilir böyle bir uygulama ile! Vergi oranları düşürülsün! - Sonra? - Vergi oranlarının ve SSK primlerinin düşürülmesi. Yatırımların ve yabancı sermayenin teşviki. Gayrinakdi teşvik sistemi ile güçlendirilerek ekonominin hızlandırılması ve aşırı vehme dayalı hükümlerin kaldırılması. - Başka tedbir neler olabilir? - Kamu lojman kiralarının enflâsyon oranı ölçeğinde ve bulundukları yerin şerefiyesine ve evi olup olmayanlara göre artırılması. Böyle uygulama ile 300 trilyon gelir girdisi sağlanabilir. Çünkü 330 bin lojmanı var devletin. 130 bin de kamu aracı var. Sadece makam araçları bakan ve müsteşara verilmeli. O da kiralama yoluyla tahsis edilmeli. Bu 550 trilyona eşittir. - Gerçekten hep tartışılıyor ama değişen bir şey olmuyor? - Kamu sosyal tesisleri de öyle. Yılın üç ayı kullanılıyor. Kamuya mali yük getiriyor. Bunların özelleştirilmesine gidilerek, ilave yatırım yapılması koşuluyla 15-25 yıl gibi sürelerle enflasyona endeksli kiralanabilmeli. 49 yıllığına kiralanan hazine arazilerinin kiraları ve şerefiyeleri de gözden geçirilerek %100 artırılmalı. Hazine, Bağkur, SSK ve Vakıflara ait gayrimenkullerin kiralarına da aynı şey uygulanmalı. Çözülemeyecek problem yok Düşünüyor Yavuz Kır, sonra patlıyor: - Televizyon ve radyoların frekans ihalesinden bir milyar dolar gelecek. Ancak yaptırılmıyor. Bedelli askerlik de önemli. İstihdamda toplam kalite sağlanmalı. 25 yılda emekli edilmeli çalışanlar. Gizli işsizlik önlenmeli. Katma ve özerk bütçeli daireler cazip hale getirilmeli. Enflasyon muhasebesine geçilmeli. İskontolu borçlanma modelinden vazgeçilmeli. Kamu kuruluşlarının parası tek bir havuzda tutulsa, enflasyona endekslense iç borçlanmaya gem vurulabilinir. Kamuda çalışanlara ikramiye ve fazla mesai ödenmemeli. Böylece likidite tasarruf sağlanabilir... Doçent Dr. Yavuz Kır'a göre ülkenin sorunları çözümlenmeyecek problemler değil. Bunları konuşurken IMF, Türkiye'ye değil ama, Arjantin'e yeni bir 8 milyar dolarlık krediyi programına aldığını açıkladı!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.