Toplumsal değişim ve dönüşüm buluşması

A -
A +

Ankara Ticaret Odası'nı hiç böyle yaşamamıştım. Bahçede standlar kurulmuş çadırlar içinde. Onlarca sivil toplum kuruluşu etkinliklerini ve yayınlarını tanıtıyor. Dostluklar kuruyor. Seyyar dönerin henüz kokuları gelmedi ama, belli ki daha sonra piknik yapılacak aynı bahçede. Daha girişte pankartlar, afişler, spotlar asılı: "Türkiye sahipsiz değil, umutsuzluğa yer yok.. Saadet zincirleri kırılsın, aç gözünü Türkiye.. Katılın değiştirelim, geleceğimizde payınız vardır.. Kral çıplak.. Öde öde bitmiyor aç gözünü Türkiye!" toplantı salonunda da öyle. 300 sivil toplum kuruluşu davetli, ancak katılan 120. Arama, bunu da önemsiyor "Büyük bir rakam" diyor yetkilileri. Arama nedir? Kuruluş, sektör ve diğer ulusal sistemlerin dönüşüm, değişim ve gelişme çabalarında katılımın büyümesine öncülük eden oluşum. Bilimsel ağırlıklı çalışıyor. Rüzgar eken Beyin fırtınası gerçekleşecek toplantıda. dışarda da bir "serbest kürsü" var. Süresiz konuşabilecek konuklar. Ve konuşuyorlar "İstanbul Arnavutköy'de 3. köprüye hayır" Dahası şöyle "Belediyeler kaynaksızlıktan göçmek üzere" Böyle bir S.O.S içler ürpertiyor. Hatay Belediye Başkanı (Önce CHP, şimdi bağımsız İris Şengül Şentürk'ün serzenişi daha da acılı "Emekçilerin maaşını veremiyorduk. Şimdi selle yaşadığımız tabii felaket acımızı ve imkansızlığımızı katladı. Ankara'dan himmet bekliyoruz" demez mi? Devlet opera ve bale sanatçılarının "mühendis statüsü"ndeki konumlarına önce kendileri tepki gösteriyor "sanatçı statüsünde olmak istiyoruz. Kanunlar ne yazık ki el vermiyor" diyorlar. Değişmesini istiyorlar. Yoksa "sokak balesi" başlıyor. Öyle bir "buluşma" logosu gerçekleştirilmiş ki, amacı ve görüşü çok farklılığı ifade eden değişik karakterdeki harflerle artılar biraraya getirilmiş. Birlikte yaşamanın hazzına varacaklar. Neden olmasın. Kolaycılık bitiyor, düşünme başlıyor. ATO Başkanı Sinan Aygün tatil yapmıyor, böyle organizasyonlara imza atıyor. Hak-İş Başkanı Salim Uslu gibi. Sinan Aygün'e göre toplantıya katılanların üyeleri ve aileleriyle birlikte nüfusu 6.5 milyon Yani bu milyonların çığlığı olacak. Bakın ne diyor: - Burası dostlar meclisi.. Kararlar ise 6.5 milyonun sesi.. Dikkat edin ekonomik kriz artarak sürüyor. MGK toplantısında bile bir sosyal patlamaya dikkat çekildi, çözüm istendi. Demek durum vahim. Hiç böyle yaşamadık. İnsanlar giderek fakirleşiyor. Kemal Derviş'e gelince, yabancıların borçlarını, alacaklarını tahsile çalışıyor. Reel sektör için hâlâ birşey yapmadı. Öyle bir çelişki yaşıyoruz ki, parlamentoda kanun tasarısı yasalaşıyor. Kanunun muhatabı kamu görevlileri Kızılay meydanında, antidemokratik böyle bir kanunu istemediklerini haykırıyorlar." İğne ve çuvaldız Toplantının yenisi 15 Eylül'de yine Ankara'da yapılacak. Ağırlık da Doçent. Dr. Oğuz Babüroğlu'nda, her sefer olduğu gbi. Açılışta dedi ki: - Katılımlı demokrasi için buradayız. Ülke deprem gibi bir kriz geçiriyor. Binaların altında kaldık. Kurtarılmayı bekliyoruz. Her şeyi Ankara'dan beklemeyelim. El ele, kafa kafaya verelim. Yapıcı ve meşru eylemleri hayata geçirelim. Akıl üretelim. Birlikte yapabileceğimiz eylemleri ortaya çıkaralım. Her şeyi siyasi partilere bırakmayalım. Tasarılar hazırlayalım. Yoksa sosyal fokurdamalardan endişeliyim. Pratik ve somut öneriler peşindeyiz. Oğuz Hoca çuvaldızı da kendisine batırdı anlayan için: - Sivil toplum kuruluşlarımıza gelince.. Batıdaki gibi değil.. İç denetimden yoksun.. Kaynağı yok denecek kadar az.. Yönetimler değişmiyor.. İş birliği gerçekleştirmiyorlar.. Profesyonel değiller.. Gönüllüleri artırmıyor, kamu gücü oluşturmuyorlar.. Sivil Toplum Kuruluşu STK'lar güvenlerini artırmalı. Bu toplantıda öyle kuzu kuzu dinlemek yok. Hemen komisyonlar oluşturuldu. Gönüllü görev yerleri belirlendi. Başladı çalışmaya. Birkaç saat sonra büyük salonda komisyon raporları tartışmaya açıldı, hayata geçirilmesi için yine gönüllüler tespit edildi. Destek değil, çalışma isteniyor, bizzat içinde olmak arzu ediliyor. Kalınlarda anlaşmak yeter olacak. İnceler daha sonra. Siyasi iktidarlar da, mahalli yönetimler de, belli gücü elinde bulunduran kişi ve kuruluşlar da artık Türkiye'de de ciddi mesafe alan Sivil Toplum Kuruluşları'nı görmezlikten gelemezler. 22 eylem önerisi tartışıldı. Keyfi idari tasarruflara karşı ortak hareket, yeni bir sivil anayasa için çalışmak, güven telkin eden şemsiye kuruluşların sayısını artırmak, belge ve bilgi toplayabilme kolaylığı sağlamak, kara paranın takibi, konjonktüre göre seçimlere iştirak edip etmeme gibi konular notlarımdakilere göre.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.