Türkiye'nin silkineceği bir dönemde önce uluslararası terörün bir parçası olan Ermeni terörü, sonra PKK terörü, ardından Ermeni diasporasının iftira kampanyası, şimdi de Atina'nın organize ettiği "Pontus sorunu" geliyor. Yunanlılar dikkat edin ikide bir ağızlarından kaçırıyorlar. Ankara bütün bu iftira, yalan ve düşmanlıkların üstesinden gelebilir. At önüne konulan et'i it'e; it'in önündeki ot'u ah bir at'a verebilse. İkisi de iştahla yiyebilecek. İstanbul Milletvekili Bülent Akarcalı gelişmenin üzerine dikkatle gidiyor. Kendimizi de eleştiriyor. Çözüm de getiriyor. Özeleştiri yaparak önlemleri şöyle sıralıyor: 1. Devletin araştırma ve eylem plânı yok. Karşı taraf pratikte ilerliyor. 2. İsviçre'de Sözde Ermeni Soykırımı İddiaları 70-73 reddedildi. Sanırım üç kişiye bir teşekkür bile edilmemiştir. Yerine getirilmeli, ilgilenilmeli. 3. ABD'deki bilim adamlarını biraraya getirip, iddiaları incelettirmeliyiz. Orada çok daha fazla doküman var. Onların silahıyla vurmalıyız iftiraları. Tarih Vakfı'mızın maalesef bir sahifelik İngilizce metni bile yok. 4. Soykırım batıda bir inanç haline getirildi. Dolayısıyla Ermenistan devletini ve diasporasını onlara anlatmalıyız. Ermenistan tedhişçi, fesat bir devlettir. Cumhurbaşkanları Koçaryan, Saddam gibidir, Miloseviç gibidir, insanlık düşmanıdırlar, işgalcilerdir. 5. Ermenistan'da Ermeniler aç, işsiz. Isınma yok. Günde 6 saat elektrik veriliyor. Ermeni Diasporası kendilerini Yahudilere benzetiyorlar. Oysa İsrail kurulduğunda nüfusu 600 bindi, bugün 6 milyon. Ermenistan 1990'da 3.5 milyondu. Bugün 2.5 milyon. İnsanca yaşamak için Ermeniler, Ermenistan'dan kaçıyor. Kimliklerini Türkiye'nin sırtından kazanan, Türk düşmanlığına mani olunmalıdır. Önüne geçilmelidir. Önemli bir diplomatımız Bilal Şimşir'in açıklaması da üzerinde durulmaya değer. Diyor ki sayın Büyükelçi "Belgrad'da şehit edilen Büyükelçimiz Galip Balkar'ın katilini Miloseviç korudu, sonra da Ermenistan'a kaçırdı. Halen burada barınıyor. Teröristler Ermenistan'da barınıyor. Terör örgütleri Hınçak ve Taşnak Ermeni Komiteleri 100 yıldır terör eylemi içindeler. Şehit ettikleri insan sayısı PKK ve Hizbullah terör örgütlerinden çok daha fazla. Bunu dünyaya anlatmalıyız. Ermenistan saldırgan bir devlettir. Onun için ilişki kurulamaz. Çünkü terör çetelerini burada barındırıyorlar. Ermenistan önce devlet olmalı. Dünya'nın dikkatini çekmeliyiz." Türkiye, Ermenistan'a karşılıksız 100 bin ton buğday gönderdi. Hemen tanıdı. Diplomatlar Gündüz Aktan, Ömer Lütem ve Pulat Tacar'a göre hukuk Ankara'nın lehine taşı yerinden oynattık. Sorunu tartışıyoruz ya yeter! Çözüm o'nu takip eder. Ankara-Kazan hattında çiçek açtı Keşke İstanbul'da olabilseydim. Atayurdun kültür şölenini, Kazan'dan İstanbul'a kardeşlik köprüsü'nü görecektim. 1000 yıllık Rüya Şehri Kazan'ı yaşayacaktım. UNESCO tarafından dünya mimari mirası programına dahil edilen Kazan Şehri 2005 yılında kuruluşunun 1000. yıldönümünü kutlayacak. Başkent'teki Tataristanlı öğrenciler önce imza topladılar, temaslar yaptılar, en sonunda da Ankara-Kazan hattına bir şey eklediler. Doğumunun 115. Yılında Büyük Tatar Şairi Abdullah Tukay'ı Türkiye'ye getirdiler. Emek'teki 9. Cadde'nin adı; Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin ve meclisindeki bütün siyasi parti gruplarının ortak kararıyla "Abdullah Tukay" olarak değişti. Siyasi yeni oluşumlar dolayısıyla İstanbul'da bulunan Melih Gökçek'i bu törende Cengiz Ocakçı temsil eti. Ahmet Recep Tekcan ve Rasim Bağdaş ile birlikte onca konuk da törende hazır bulundu. Hele komünist rejimin sürdüğü önce Mançurya'ya buradan Hong Kong üzerinden gemiyle birkaç ayda Türkiye'ye kaçan yaşlı Tatarların anlattığı ibret alınacak şeyler. Tam bir dram. Tören'de gazeteniz Türkiye de teşekkür aldı. Hem belediye yönetiminden, hem Tatar temsilcilerden. Çünkü Tukay konusundaki katkıları önemli Türkiye'nin. Milli Kütüphane'de de Ahmet Yesevi Üniversitesi, Kazan Kültür Derneği ve Dünya Tatarlar Birliği'nin tertip ettiği Abdullah Tukay programı vardı. Salon kalabalık. Namık Kemal Zeybek 27 yaşında veremden vefat eden sanatçının hayatının yoksullukla geçen dilimlerini aktardı. Hastaydı, fakirdi, yetimdi. Ancak şimdi çok zengin! Çünkü 115 yıl sonra bile anılıyor, hatırlanıyor bu samimi müslüman şair. Tatarlar en aydın zümre. İldeş (vatandaş) onlar için önemli. Kitapları sergilenmişti. Bölgenin hediyelik eşyaları da. Mutfakları da oraya gelmişti. Tatarların. Mesela pilav. Ardından cekcek tatlısı. Kuşdili (katlam), çücü vak beliş ve peremeç ile damak zevkimiz değişik tad aldı. Ya gönlümüz? Kültür Bakanlığı Türk Dünyası Müzik Topluluğu Kazan'ı Ankara'ya getirdi, Milli Kütüphane'ye sığdırdı. Müdürleri Ali Özaydın ve şef İrfan Gürdal'ı kutlamak gerek. Solistler Çiğdem Gürdal, Feza Genç, Gülten Orallı çok alkış aldı. Epipe (Tatar Halk Türküsü, oyunu) tempoyla sürdü. Tukay'ın şiirleri orijinalinden sunuldu. Vadin Dinar ve arkadaşı da halk ezgilerini. Dileğim bu tür etkinliklerin her yıl tekrarlanması. Pekişmesi.