Vatan hasretini Ahıskalılar'dan sormak

A -
A +

Tamara Amriyev "ayrılık"ı şöyle anlatıyor: "Tarih 14 Kasım 1944'ün kış ayında/Vagonlar düzüldi demiryoluna/Nice canların gözleri yaşda/Köylerde yalnız kalan ağlasın/Yirmibeş gün yolda götürdi/Akibet buralara getürdi/Nice ana-oğul-kızı yitirdi/Bala deyip bağri bişen ağlasın" Bir gecede Stalin'in emriyle bütün Ahıskalılar öteki Türkler gibi SSCB'nin değişik bölgelerine sürgüne gönderilmişti. Yarısı yollarda soğuktan, hastalıktan, yaşlılıktan hayatını kaybetmiş, bir kısmı sakat kalmış, geri kalanları da yara-bere içinde kendi hallerine terkedilmişti. Genel Merkezi Moskova'da olan Vatan Cemiyeti Başkanı, değerli dostum hayatını davasına adamış Yusuf Selveroğlu Ankara'ya her gelişinde Ahıskalıyı ve Ahıska'yı resmi temaslarında anlatır, sorunlarına çare arar. Konut'a da, Çankaya'ya da, hatta TBMM Başkanı'na da çıkmıştık birlikte. Örgütlü toplum olmak Dünya'da 4200 yerleşim biriminde yaşıyor Ahıskalılar. Türkiye'ye bugün göç eden Ahıskalıların sayısı 25.875. Dünyada ise 368.000. En fazla Ahıskalı nüfus Azerbaycan'da 135.000. Sonra Kazakistan'da: 105.000. Ahıskalılarla ilgili ilk kanun (1992) Rahmetli Özal'ın girişimiyle gerçekleşmişti. Sonra bakanlar kurulu ve genelgelerle göçe destek verildi. En son Nisan 2001'de yayınlandı. Örgütlü toplum olmak sorunların yarıyarıya çözümlenmesi anlamı taşır. Allahtan Ahıskalılar böyle. Hiç birbirini kaybetmediler. Sürgündeyken bile dilini, dinini, örfünü unutmadı. Üstelik çalışkan ve üretkenler. Ekmeğini taştan çıkartıyor. Türkiye'de İstanbul, Ankara, Antalya, Bursa, Çınarcık, Denizli, Gebze, Hatay, Iğdır, İnegöl, İzmir, İncirliova ve Konya'da, ayrıca Bişkek, Moskova, Taşkent, Buhara, Nikalayev, Bakü ve Almaata'da da sivil toplum kuruluşları bulunuyor. Şimdi buna bir yenisi eklendi. Ahıskalılar Vakfı (Yıldırım Beyazıd cd. 56 Babaocak sk. Kat: 3 daire 46-47 Yenibosna İstanbul. Telefon: 0.212 654 69 44). Başkan Mehmet Oğuz beni arayarak gönderdiği kargonun alınıp alınmadığını sordu. Ülkemizde artık sadece PTT değil, özeller de aksıyor. Almamıştım. Ev adresine tembihle yenisini gönderdi. İçinden Ahıska çıktı. Yani Ahıskalılar Vakfı Tarih ve Kültür Bülteni. Sayın Oğuz dünyada en çok çile çeken ve sahipsiz kalan Ahıska Türklerinin her türlü problemlerine çözüm için arkadaşlarıyla birlikte yola çıkmış. Kurucu üye Prof. Ercüment Konukman Hocamın da isminin yanında vakfa himmetini göstermeli. Ahıska Türkü'nün Ankara'dan beklediği şunlar: 1. İkamet tezkeresi alanların vatandaşlığa kabulü. 2. Meslek gruplarının (doktor, mühendis, öğretmen gibi) denkliğinin onanması. 3. Göç edenlerin emeklilik hakları ilgili devletten alınarak, transfer edilmesi. 4. Pasaport sorunlarına çözüm getirilmesi. 5. Sosyal güvencesi olmayanlara bunun sağlanması. 6. İskana uygun yerleşimlerinin yapılması. 7. Ahıska'nın Ahıskalılara iadesi için uluslararası arenada arka çıkılması. Buna ben de bir husus ekleyeceğim. Ahıskalılar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de müracaat etmeliler. Aynı Kırımlılar gibi. Radikal Ermeniler Ankara'yı nasıl zorluyorlar haksız olarak belli olmuyor mu? Dergi'de Dr. Balabek Feyzullayev'in çalışmasının başlığı ve ara başlıkları yanlış. Stalin'in kendi kaleminden "Ahıska Katliamı" anlatılmıyor. Stalin'e yazılan mektup söz konusu ediliyor, insan kasabı Stalin'in de bunu uygun görerek uyguladığı hatırlatılıyor. Elbette tarihi bir vesika. Ancak özne değişik. Cesetler trenden atılıyordu Stalin, Kafkasya'yı kana buladı. En çok da Müslüman ahaliyi kırdı. Soykırıma uğrattı. Sürgün etti Ahıskalılar gibi. Alman Cephesi'nde 40 bin Ahıskalı'dan 26 bini şehit düştü. Türk düşmanı Stalin sadece 8 Türk'ü kahraman ilan etti, nişan taktı! Dr. Feyzullayev'in bu araştırmasına göre, 1991 yılında ele geçen belgede SSCB Halk İşçileri Komiseri Gürcü asıllı Lavrentiy Beriya, Stalin'e bir mektup gönderiyor. Mektupta Ahıskalıların sürgününü öneriyor. Yerine de Ermeni ve Gürcülerin iskanını. Teklif kabul görüyor. 86.000 Türk bir gecede Sürgün'e gönderiliyor. Hâlâ da dönemiyorlar. Dünyada tek vatansız insanlar bunlar, yani Ahıskalılar. Vagonlara doldurularak hiç bilmedikleri diyarlara gidiyor Ahıskalılar. Katarlarda vefat edenler gömülmemiş bile. Trenden aşağı fırlatmış askerler. Dua edemediğine yanıyor Ahıskalı. Bir mektupta şöyle deniyor sürgünde "Trenin sesini duydukça, insanlar kargış ederlerdi." "Bizi geri götür" diye yalvarırlardı kara trene. Ne yazık ki onları duyan kimse yoktu" Şimdi de duymuyor insan haklarına saygılı, hukukun üstünlüğüne inanmış hür dünya. Öyle değil mi? Hele hele gelişmiş ülkeler. Kuyuya düşen kediyi kurtarmak için seferber olanlar, insanlara gelince lakaydlar. Hele bu bir de onlardan olmayınca. Hasretin bitmesi için geri sayım başladı. Örgütlü toplum ve sesini duyurma endişeleri de Ahıska Türkleri için önemli bir yürek atışı, soluklanma ve adım. Atılım halktan halka iyi de, diplomaside yeterli değil. Ha gayret.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.