Vehbi Bey'in denizi yarma girişimi (*)
İşi günlük siyasetle ilgilenmek. Dostlarıyla görüşmek. Ticari bir meşguliyeti de yok. Sponsorlu siyaset yaptığını kimse söyleyemez. Ekibi tek başına kendisi. İcazetsiz politika yapıyor. Delegelere mektup yazdı son olarak. Kim bu aykırı siyasetçi? Bittabi Vehbi Dinçerler'den başkasının olması ve düşünülmesi elbette zor. Anavatan Partisi kurucusu Vehbi Dinçerler 4-5 Ağustos'taki büyük kongrede genel başkanlığa aday. Gaziantep'ten henüz döndü. Ayağının tozuyla konuya ilişkin görüşlerini aktarıyor. Lütfullah Kayalar'dan daha medyatik Vehbi Bey. Eyüp Aşık'tan da. Onların henüz sesi yeteri kadar çıkmıyor veya bize ulaşmıyor. Yıldırım Akbulut, Işın Çelebi, Murat Başesgioğlu, M. Oltan Sungurlu ve Hüsnü Doğan "aşırı sağlamcı"lıklarından mı ne, henüz esamisi okunmuyor bu ağır topların. Dinçerler ise gümbür gümbür: - ANAP'ın kuruluş günleriyle, bugün arasında paralellik var. Mesela siyasi ve ekonomik kriz, yokluk, fukaralık, belirsizlik Rahmetli Turgut Özal gibi bu memlekete borcum var, ödemem gerek. Hükümetin sözü geçmiyor. ANAP hükümette misyon açısından bir şeyler koyamıyor. Koalisyon hükümeti kavramına kendini mahkûm etmiş. ANAP eğer misyonunu elde etmeyecekse niçin var? İşte bu misyonun tekrar gelmesi, yerleşmesi, yaşaması ve vebalden kurtulmak için aday oldum... Vehbi Dinçerler ANAP içinde Mehmet Altınsoy gibi eski politikacıların bir kaç tane olduğunu, ötekilerin tümünün yeniliğine dikkat çekiyor; statükoyu değil, değişimi savunduğunu anlatıyor. - ANAP'ın mevcut yöneticilerini parti dışı dinamikler iktidarda yani hükümette görmek istiyor. Mesela güçlü sermaye, güçlü medya, dış mihraklar, birtakım egemen güçler, bürokrasi vs. Anlaşılıyor ki ANAP yönetimi bunlarla pazarlığa oturmuştur. Türkbank olayı sonrası da Sayın Yılmaz siyasi tarihte gensoru ile düşürülen ilk hükümet oldu. 28 Şubat sonrası İlhan Kesici, Vahid Erdem hep uyardık. ANAP yönetimi devlet partisi gibi görünmeyi uygun gördü, çok oy kaybetti. - Görünen o ki, ilk denemesi başarısızdı ama ikinci bir teşebbüsle Köşk'e çıkmadan Mesut Bey'in liderlikten ayrılması zor, çok zor? - İllâ cumhurbaşkanı mı olması lâzım? Son 10 yılda bütün seçimleri kaybettik. Mesut Bey "Benden iyisi yok" diyor. Ne cevherler var oysa. Biz biat rejimi içinde miyiz? Eğer ANAP bu ise halk oy vermez. Hele Mesut Bey ilk turda seçilirse, ilk seçimde de parti Meclis dışında kalır. Delegelerden rica edeceğim, "ikinci turda seçin hiç olmazsa, eğer ısrarlıysanız" diyeceğim. Maalesef Türkiye'de bir kurumun başında olanlar kendilerine kale örüyor. Mesut Bey değil de, kardeşi Turgut Yılmaz olsun bu defa. Değişim görelim. Siz ayrılıp, yeni oluşumlara falan mı gideceksiniz kaybederseniz? - Hayır. Tam tersi. ANAP misyonunu yapabilse yeni oluşumlara ihtiyaç kalmaz zaten. Türkiye'de böyle bir açık var. ANAP yönetimi hâlâ bunun farkında değil. Kongrede sorunları görebilecek çok delege var. Buna rağmen kaybedersem "red cephesi" kuracağım, parti içi mücadelemi sürdüreceğim. Dilerim buna gerek kalmaz. ANAP yönetimi misyonunun farkına varır, gereğini yapar. Ben kazanırsam ANAP misyonunu gerçekleştirecek. Mevcut Anavatan Yönetimi bütün bunlara nasıl yaklaşıyor, aktaracağım; ancak daha sonra. "Arım balım peteğim" Bu şarkıyla yolları arşınladı Anavatan Partisi. Amerikanvari bir propaganda gerçekleştirdi bütün ülkede. Yenilikçiler birbirini kovaladı. İktidara geldi. Özal ile ülkenin havası değişti, suyu değişti. Daha da önemlisi insanlar ve kafalar değişti. Gençlerin ufku açıldı. Dünyanın döndüğü bir kere daha görüldü. Ambleminde bal peteği ve balarısı olan Anavatan, dünyaya açık gençlerini de Arı Hareketi'nde bütünleştirdi. Gerçekten gençler müthiş şeyler yapıyordu. Sözü dinlenir hale geldi parti oy kaybettikçe. "Limonilik işte bu yüzden" diyenler çoğunlukta. En sonunda ipler koptu. Bu gençler bana da geliyor, bültenlerini de gönderiyorlar. İşte bir çalışmalarının sonucu "Siyasi partiler (seçmensiz partiler) olma yolunda hızla ilerliyor. Araştırmalar halkın taleplerini bütünlemek ve uygulanabilir hâle getirmekle yükümlü olan siyasi partilerin mevcut güveni ve itibar kaybı nedeniyle Türk Seçmeni'nin %40'ının hiçbir partiye oy vermeyeceğini ortaya koyuyor" Arı Bülteni 19. Maalesef bu oran Temmuz için %55. Bir başka araştırmada da şöyle deniyor: "Türkiye, eski ve yeni anlayışın karşı karşıya geldiği bir değişim sürecine girdi. Sivil ve siyasi kesimlerin ortak sorumluluk paylaşım alanı, Türkiye'nin yeni siyasi dünyasını oluşturacaktır." Arı Bülteni sayı 18-2001 Bunlara gözümüzü kapatamayız. Aynı insanlar ve oluşumlar Anadolu'nun genç yüzünü İstanbul'da buluşturuyorlar. Genç Arı ve Uluslararası Cumhuriyetçiler Enstitüsü'nün (IRI) "Katıl ve geleceğini gör" konferansına 45 il, 62 üniversite'den 500 pırıl pırıl genç iştirak etmiş. Bütün bunları iyi okumak hem hüner, hem görev. Avuçların içinden neler kayıyor farkında mısınız? .......... (*) Bugün, sayın Dinçerler'le başladığımız seriye, diğer ANAP genel başkan adaylarıyla devam ederek, "Fikir Şöleni"ne katkı sağlamaya çalışacağız.