Yayıncıdan feryat, turizmciden öfke

Çok sayıda yayıncıyı bünyesinde barındırıyor Türkiye Yayıncılar Birliği. Yayıncılık da günümüzde tamı tamına "fedakârlık" isteyen bir sektör. Bu yetmiyormuş gibi şimdi yeni sıkıntılar geliyor yayıncıya. 182 yayınevi ilanlarla 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun bazı maddelerinin değiştirilmesine dikkat çekiyor. Buna göre, düşünce, ifade ve yayımlama özgürlüğü yeni engellemelerle karşı karşıya. Üstelik Anayasaya aykırı tasarı. Bandrol/hologram zorunluluğu dünyanın hiçbir yerinde uygulanmıyor. Denetim ve sansür ortamı daha kitap yayınlanmadan hortlatılıyor. Tekelcilik getiriliyor. Tasarıyı hazırlayanlar yazarın hakkını korumak, korsan yayını önlemek biçiminde mazeret ileri sürseler de, bu tasarı İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Avrupa Birliği normlarına uygun değildir. AB tam üyeliği sürecinde de batıya verilen bir kozdur. Külfetler bir yana, kusurda yayıncıya 6 yıla kadar hapis, 150 milyar ceza gelmektedir. Kentlerdeki denetim ekipleri, kitap toplayıp, işyeri kapatıp, demokratik düşünceyi boğacaktır. 14.000 kitapçı var ülkemizde. Bu sektöre yatırım yok. Teşvik yok. Maişetini yazarlıktan, fikir ve sanat eserlerinden kazanan ise parmak ile sayılacak kadar azdır. Yasalar meslekleri yapamaz hale getirmemeli, tam tersine cazibe merkezine dönüştürmelidir. Hele hele uluslararası ünü olan yazarımız ve yayın evimiz yok desem yeridir. Cazibe merkezi olabilmek Keşke yasalar hazırlanırken, ilgili meslek kuruluşlarının da görüşü alınsa, gereksiz gerilimlere, zaman ve kaynak kaybına yol açmasa. Bazı sivil toplum ve meslek kuruluşlarının üzerine ölü toprağı serpilse de, bir kısmı ülke sorunlarına karşı duyarlı. TÜRSAB da böyle. Kültür Bakanlığı'nın "yıl içinde fiyatlara birkaç kez zam yapmak" alışkanlığına tepki gösteriyor. İddiası o ki, acentelerin turlarında en çok tercih ettikleri müzelere % 35 yeni zamlar yapılmış. Hayret ve üzüntü duyuyor ve kınıyor. İstikrarlı bir düzenleme istiyor. 10 milyon kişiye iş ve aş sağlayan, ülkeye 10 milyar döviz girdisi akıtan, tarihi ve kültürel değerleri yabancılara tanıtanlara şapka çıkartılmalı. Sayın İstemihan Talay "müzelerimiz ucuz" dese de, Erkan Çelebi'nin araştırmasına göre Paris Louvre Museum 4.500.000 TL, Amsterdam Van Gogh 3.450.000 TL, Londra British Museum ücretsiz, Berlin Pergamon Museum 3.800.000 TL iken, Topkapı Sarayı, Harem 11 milyon, Ayasofya, İzmir Efes Örenyeri, Yamaçevleri, Karanlık Kilise, Antalya Aspendos Örenyeri, Perge 7 milyon, en ucuz ise Bergama Akropolü 4, Olympos 5 milyon. Keşke kültür merkezlerimizi cazip kılmak için yabancılara program çektirsek, ünlüleri davet etsek, bir de bedava hizmet versek onlara. Feryatlara, öfkelere aldırış etmek gerek.