Anneler günü olur da babalar günü olmaz mı hiç? Olur elbette... Bu pazar babalar günü... Önce kendi babamın ve kayınpederimin, sonra da tüm babaların babalar günü kutlu olsun... Bir anda gözümde çocukluğum canlandı... Hani derler ya, kız evladı babaya daha düşkündür diye... Çok doğru ... Özellikle çocukluk çağlarında böyle.. Sonra değişebiliyor.. Babam olmadan hiçbir yere gitmek istemezdim... Hep babam yanımda olsun isterdim... Herkesten kıskanırdım babamı.. Sabah uyanır uyanmaz, odamdan kalkıp soluğu annemle babamın odasında alırdım... Bazen annem, ablam ile beni alır bir iki günlüğüne teyzeme gitmek isterdi... Babam bizi otobüse bindirdiği anda başlardım ağlamaya, "Babamla kalacağım" diye... Ama yaşım ilerledikçe itiraf ediyorum ki anneme daha çok bağlanmaya başladım... Genelde de bu böyle oluyor.. Nedenini halen çözmüş değilim... Çocuklukta en büyük kahramanımız babamız oluyor... Hatta o yaşlarda başlıyoruz hayallere, "Ben babam gibi biriyle evleneceğim" demeye... Çocukluk işte... Ne derseniz deyin.. Babamı her gittiğimiz ortamlarda övmeye bayılırdım... Diyelim akşam komşulara oturmaya gittik... Ben hemen babamların olduğu tarafa geçer, hayran hayran babama bakardım... Ve durup dururken "Biliyor musunuz, benim babam çok güçlü, hepinizi dövebilir" derdim... Tabii babam kıpkırmızı olurdu... Kaş göz işareti yapsa da nafile... Başladım mı bir kere övmeye, durdurabilene aşk olsun... Kıpkırmızı olan babam, benim safiyane konuşmalarımın sonunda dayanamaz, başlardı gülmeye... Yaptığım şımarıklıklar sadece bununla sınırlı değildi elbet... Adamcağıza bir rahat vermezdim... Saçlarına siyah tokalardan takar, ceplerine emziklerimizi koyardık... Babamın saçları da o zaman epey gür olduğundan bazı tokaları saçında unutup çoğu kez işe öyle gitmiştir... Düşünsenize ne duruma düştüğünü... Tam elini cebine atacak bakkala para verecek birden cebinden emzik düşmeleri... Daha neler neler... Kısacası iki kız çocuğu babama harika anılar yaşattık... Neyse ki Allah acıdı babama ve çok şükür ki üçüncü evladı erkek oldu... Benim canım yakışıklı kardeşim doğdu... Zaman nasıl da çabucak akıyor... Bir bakıyoruz bizler evlat sahibi olma yolunda ilerliyoruz... Allah herkese hayırlısını versin... Ve hiçbir evladı anasız, babasız bırakmasın... Her zaman söylediğim gibi bence her gün anneler ve babalar günü, her gün, her zaman hep aklımızda olmalıdırlar.. Onların bizden istedikleri tek şey, hatırlarını sormak, sevgi ve saygı duymak... Yoksa bir anne ve babanın evladından başka ne beklentisi olabilir ki?... Onlar için önemli olan bizlerin mutluluğu... Hayatımızda belki de bize kapris yapmayan, alınmayan, her şeye rağmen hoşgörülü olan, bizim huzurumuzu ve rahatımızı bizden daha çok düşünen tek insanlar onlar... Ailesiyle ilgilenmeyen, onları huzurevlerine gönderen, bir hatır sormayı çok gören evlatlara çok üzülüyorum... Bari bu mübarek Recep ayında yanlışlarımızın farkına varalım.. Ve şimdiye kadar ihmal ettiysek ailemizi, helallik isteyip, özür dileyip, hayata yeniden başlayalım... Zararın neresinden dönülürse kârdır... Sevgiyle...