Geçtiğimiz günlerde bir mail geldi bana, daha doğrusu bir resim.. "Hayatımdaki Şirinler"... Çok severim Şirinleri.. Mavi renkli minik adamlar.. Çocukluğumda izlerken en keyif aldığım çizgi filmdi.. Şöyle bir düşündüm hayatımdaki Şirinleri... İlk aklıma gelen Şirine oldu.. Sarı saçlı, sürekli bakımlı, güzel... Bu karaktere uygun biri benim.. Evet ben Şirine... Başka kim olabilir ki? İkinci aklıma gelen Şirine ise romantik... Tabii ki biricik sevgilim, eşim... Tam da ona göre.. Aşık, sevecen, duygulu,romantik... Gelelim diğer Şirinlere... Uykucu Şirin... Tam erkek kardeşime göre.. Uykuyu çok sever kendileri.. Ama ona sorarsanız, alakası yok... Sırada Neşeli Şirin var.. Annem oluyor kendileri.. Sürekli neşelidir.. Hiçbir şeyi olumsuz düşünmez.. Ne derseniz deyin, gülüp geçer... Kızamazsınız bile anneme.. Bazen ablamla birlikte, bir konuda eleştirecek olsak, başlar gülmeye ve bizi de güldürür.. Konunun boyutu bir anda değişiverir.. Hem neşeli, hem akıllı demek daha doğru olur.. Bir diğer karakter Düşünceli Şirin.... Kendileri babam olur.. Ah ah... Mantıklı olmak, düşünmek, iyi güzel de, bazen fazla olabiliyor.. Mesela aklıma ilk gelen örnek.. (Bu arada babam okuyunca kızacak ama, olsun). Ortaokul, lise zamanlarımız, hafta sonları arkadaşlarla planlar yapıyoruz.. Bir yerlere gidilecek. Sinema, yemek vs... Tabii sırada izin almak var.. Ablam ve ben ilk fırsatta izin almak için babama soruyoruz.. "Baba, hafta sonu arkadaşlarla sinemaya gitmek istiyoruz, gidebilir miyiz?" Buraya kadar her şey normal.. Babamdan gelen cevap: "Bir düşüneyim..." Eh buraya kadar da normal diyelim... Ertesi gün gidilecek, planlar yapılmış, ama bir sorun var. Babam halen düşünmekte.. Ta ki pazartesiye kadar... Sonuçta ne oluyor dersiniz, babam iki, üç gün düşündüğü için, biz hafta sonunu maalesef evde geçiriyoruz... Sorduğumuzda da, "ben size hayır demedim ki, düşüneyim dedim!.." Ne kadar da akıllıca değil mi? Bir de, Şirin Çocuk var... O da ablamın oğlu.. Ele avuca sığmayan, tatlı mı tatlı bir Şirin.. Gelelim Mutsuz Şirineye.. Annemin bir arkadaşı.. Şimdi ismini versem olmaz, kırılır, gücenir.. İsim vermeden yazmak daha doğru olur.. Malum teyzeyi ne zaman arasam, "nasılsın, iyi misin" desem hemen başlar, ne kadar da mutsuz olduğunu anlatmaya.. Aslında bir hastalık yok kendisinde ama, sürekli mutsuz, sürekli mutsuz... Sırada Huysuz Şirin var... Hiçbir sey onu mutlu edemez... İyi niyetle yaklaşmak istediğinde, yardımcı olmak istediğinde, kendini geri çeker... Bir de kıskançlık huyu vardır... Yani mutlu olanları hazmedemez.. Karşısındakinin mutluluğuyla, mutsuz olur.. Ve mutluluğunu görmemek için, (çünkü tahammül edemeyeceğinden) gerekirse görüşmez... Yani kısacası insanı yoran bir tiptir... Benim hayatımda da vardı böyle bir arkadaşım, ama artık yok.. çünkü beni sürekli yoran insanları artık hayatımdan çıkardım...böylesi daha güzel.... Ve Aşçı Şirin...Sürekli pastalar yapan... Yaptığı pastalarla, böreklerle, yemeklerle herkesi mutlu eden... Bu Şirin karakteri de, annemin karşı komşusu... Çok tatlı biri.. İnsanın böyle bir komşusunun olması ne kadar da güzel değil mi? İşte böyle.. Hayatımdaki Şirinlerin bir kısmı bunlar. Daha yazmak istediğim o kadar çok Şirinler var ki... Sayfalar yetmez... Şimdilik bu kadarla yetinelim... Sıra sizde, siz düşünün şimdi hayatınızdaki Şirinleri... İnanın çok eğlenceli oluyor.. Ha bu arada, sürekli mutsuz, karamsar, negatif enerji veren, Kıskanç Şirinleri hayatınızdan çıkarmayı da unutmayın... Sevgiler...