Yine bir bayramı görebilmenin mutluluğunu yaşıyorum... Ne güzeldir bayram sabahları, ziyaretleri... Ne keyiflidir.. İnşallah bu bayramımız da keyifli, tatlı, huzurlu geçer... Sevdiklerimize günler öncesinden çıkıp, küçük küçük hediyeler seçmek bana çok keyif verir... Bir başkadır o alışverişin tadı... Bayram neşe demek, huzur demek, mutluluk demek... Her bayram televizyonları izlemekten âdeta korkarım... Mâlum kazalar bir anda insanın huzurunu kaçırır... Bir başka üzüldüğüm haberler ise, huzurevlerinde kalan yaşlılardır... Onlar her seferinde bir umut ailelerinin, evlatlarının ziyarete geleceğini sanarak cam önlerinde, ya da kapılarda beklerler sevdiklerini... Bazıları şanslıdır, bekledikleri ziyaretçiler gelir, ama bazıları bayramın son gününe kadar hani belki gelirler diye bir umut beklemeye devam ederler... Oysa ne gelen vardır, ne giden... Çok acı.. Allah kimseye yaşatmasın... Düşünsenize aileniz var, yakınlarınız, akrabalarınız, evlatlarınız var ama, siz yalnızsınız... Bence kim olursa olsun bunu hak etmemeli... Yalnız bırakılmamalı... Sadece bayramlarda değil hiçbir zaman kabul edilecek bir şey değil bu... Bu çok büyük cezadır.. Hiç kimsenin kimseye ceza verme hakkı yoktur... Hele de konu sevgiyse... Bir insanı sevgisiz bırakmak, ilgisiz bırakmak, onu ölüme terk etmek demektir... Lütfen ama lütfen büyüklerimize, evlatlarımıza, yakınlarımıza sahip çıkalım... Onları sorunlarıyla, dertleriyle, kederleriyle bırakmayalım.. Hele hele bayramlarda... Bizlere en çok ihtiyaç duydukları anda yapmayalım... Bugün bize ihtiyacı olan kişilere nasıl davranırsak, yarın bize de aynı şekilde davranılır... Bunu sakın unutmayalım... Hani derler ya, bayramlarda huzurevlerini ziyaret edin, yaşlılarla, çocuklarla zaman geçirin, onların mutlu olmasını sağlayın... Evet çok güzel, doğru, yapmalıyız ama hiçbirimiz onların evlatlarının, akrabalarının yerini dolduramayız... Hangimiz yaşlı bir teyzenin evladının ya da torununun yerini tutabiliriz ki?... Ben bu bayram şu mesajın altını çizerek iletmek istiyorum... Bu bayram büyük bir hatadan geri dönün ve huzurevlerine bıraktığınız, annelerinizin, babalarınızın elinden tutup alın ve kendi yuvanıza götürün, bir daha da size ihtiyacı olan o kıymetli elleri sakin bırakmayın... İnsan sevdiklerine sahip çıkmaz ise, yaşamanın tadı olur mu?... Başını yastığa koyduğu zaman rahat uyuyabilir mi?... Yediği lokmalar boğazından geçebilir mi? Eğer tadı varsa, uyuyabiliyorsa, lokmalar geçebiliyorsa boğazdan, işte o zaman insanlık öldü demektir, işte o zaman kalp değil, taş taşıyor demektir, işte o zaman merhameti kalmamış, kalbi ziftlenmiş demektir... Hadi gelin bu bayram yaptığımız yanlışlardan geri dönelim, üzdüğümüz, kırdığımız insanlardan özür dileyelim... Hatalarımızla yüzleşelim... Kıskançlıklara, kin duymalara bir son verelim yol henüz yakınken... Herkese mutlu bayramlar...