New York cürüm olaylarına yabancı bir şehir değil. Ama geçen hafta New Yorklu bir taksi şoförünün başına gelen, dünyanın her yerinden gelenlere kucağını açmakla, hoşgörülü, çok kültürlü olmakla övünen Amerika'nın değişmekte olduğunun sinyallerini veriyor. 21 yaşında bir üniversite öğrencisi Manhattan'da bir taksiye biner. Şoförle konuşmaya başlar, sorar: "Nerelisin? Müslüman mısın?" 44 yaşındaki şoför Bangladeşlidir ve evet Müslümandır. Delikanlı Arapça selâmlar: "Selâmün aleyküm" Ve dostâne devam eder: "Ramazan nasıl gidiyor?" Şoför iyi gidiyor dedikten sonra delikanlı birden ramazan âdetleri ile alay etmeye başlar. Şoför susmasını ister. Biraz sonra delikanlı küfretmeye başlar ve aniden bıçağını çeker. Neresine rastgelirse... Bangladeşli şoförü birkaç yerinden bıçaklayıp, yavaşlayan arabadan atlayıp kaçar. Şoför can havliyle polise haber veriyor, delikanlı yakalanıyor. Şoför hastaneye, o hapishâneye... Tam da New York'ta Dünya Ticaret Merkezi enkazına iki sokak ötede İslâm Merkezi inşa edilmesi üzerine fırtınalar kopmuş, tansiyon yükselmişken vuku bulmuş bir saldırı. Son yıllarda ABD'de İslâm karşıtlığının, Müslümanlara yönelik ayırımcılığın, şüphecilik ve düşmanlığın arttığı aşikâr. New York Post'ta çıkan bir makaleden bir cümle: "Cami, sıfır noktası ya da başka bir adreste, nerede yapılırsa yapılsın hoşumuza gitmeyecekti. Çünkü nerede cami varsa orada Müslüman vardır; nerede Müslüman varsa orada problem vardır." Time dergisinin 30 Ağustos nüshasının kapak konusu, ABD bayrağı renklerine bürünmüş bir ay yıldız resminin üstünde şu soruyla verilmiş: Amerika İslamfobik mi? Ülkedeki Müslüman nüfusu arttıkça ABD din hürriyeti, fikir hürriyeti üzerine, anayasasının temelini oluşturan, gurur duyduğu demokratik prensipler dersinden imtihana giriyor. Bu konularda ne kadar yürekli ve samimî olduğu bundan sonra anlaşılacak. Akl-ı selim sahibi sesler az değil elbette. Meselâ, New York Belediye Başkanı dedi ki: "Biri bir mâbet inşa etmek isterse edebilir. Hangi dine ait mâbedlerin yapılabileceğine, hangi dine ait olanların yapılamayacağına karar vermek bizim işimiz değildir. O arsa üzerine sinagog ya da kilise bina edilecek olsaydı kimse bağırıp çağırmayacaktı, öyleyse Müslümanların da buna hakkı vardır." ABD'de 1900 cami var. Cami dediysem, minareli, kubbeli binalar değil; çoğu mescit odaları. Gerçek bir cami inşası söz konusu olduğunda son yıllarda sıkıntı yaşanır oldu.