Her seçimden sonra, sonuçları gösteren ABD haritaları basılır. Cumhuriyetçi Parti'ye ve Demokratik Parti'ye oy veren eyaletler renk farkıyla gösterilir. Cumhuriyetçiler kırmızıdır, Demokratlar mavidir. Bu defa basılan haritalara bakıyorum: Pasifik ve Atlantik kıyısındaki eyaletler mavi, yani Demokratik Partili. İç eyaletler, güney eyaletler kırmızı, yani Cumhuriyetçi. Amerikan halkının bu seçimlerde güvenlik endişesiyle, terörizm korkusuyla oy kullandığı, Bush'u bu konuda ehil gördüğü için onu seçtiği söyleniyor. Yani Bush'un tekrar seçilmesi halkın terörle savaşa verdiği destek mânâsına geliyormuş. İyi de, terörizmden en fazla korkması gereken eyaletler Kerry'ye oy verdi. Doğu ve Batı yakasındaki en zengin, en entelektüel eyaletler (California, New York, New Jersey, Conneticut, Pennsylvania... gibi) hep mavi boyalı. Yüksek binalar, namlı köprüler, sanayi tesisleri, nüfus yoğunluğu hep orada. Kırmızıya boyalı, Bush'çu eyaletler bozkırlar, tarlalar, kasabalar, ormanlar... Teröristler, yani Idaho'daki patates tarlalarını mı vuracak, Nebraska'daki, Oklahoma'daki hayvan sürülerini mi bombalayacak da oraların halkı endişe etmekte, bilmem. Bu seçimde Amerikan halkı dört esas konuya göre tercih yaptı: Ahlâkî değerler, ekonomi, terörizm, Irak savaşı. Ve bu dört konu arasında bir numaraya oturan aslında terörizm değil, ahlâkî değerler. Seçmenlerin yüzde 22'si ahlâkî değerleri ilk mesele sayarak oy kullanmış, onların da yüzde 79'u Bush'a oy vermiş. Sanayileşmiş ülkeler arasında en dindar olanının ABD olduğu zaten bilinir; galiba ABD giderek daha muhafazakârlaşıyor. Bush'u destekleyen beyazların dörtte üçü Hıristiyanlığın katı mezhebi Evangelistlerden. Seçimde kimin kime oy verdiğiyle ilgili ilginç bilgiler var. Terörizm bir numaralı meseledir diyenlerin yüzde 86'sı Bush'a oy vermiş; ekonomi en önemli meseledir diyenlerin yüzde 80'i ise Kerry'ye. İlk defa oy kullananların (18-29 yaş arası grup) yüzde 54'ü, bekârların yüzde 59'u, son yıllarda "Afrikalı Amerikalılar" denerek, kendilerine geç ve güç bir iade-i itibar yapılmaya çalışılan zencilerin yüzde 89'u Kerry'ye oy vermiş. Her hafta kiliseye gidenlerin yüzde 58'i, beyaz erkeklerin yüzde 61'i, evli kadınların yüzde 54'ü ve eski askerlerin yüzde 58'i Bush'a oy vermiş. (Parantez içinde bir merak: Bizim memlekette genel seçimlerden sonra böyle istatistikler çıkarılıyor mu? Herhalde ilginç sonuçlar elde edilir.) 20 Ocak günü ikinci dönemine başlayacak olan Bush'un nasıl bir Bush olacağını şimdiden söylemek zor, diyorlar. Ilımlı, geleneğe bağlı Cumhuriyetçiler, sosyal meselelere daha fazla eğilip ılımlı bir politika takibedeceğini, hataları düzelteceğini söylerken; yeni muhafazakârlar, koyu dindar Cumhuriyetçiler ve Demokratlar "Bush ne ise odur" diyor: "Gözüpek, kabadayı, sert, sofu..." Ilımlı olacağına dair hiçbir belirti yok! Amerika Irak'ta her geçen gün biraz daha şedîd oluyor. Ve Amerikan basın yayın organlarında, "İran" ve "zenginleştirilmiş uranyum" kelimeleri giderek daha fazla bir arada anılır oldu. Irak'ın işgali başlamadan aylar önce de, beyinler, "Irak, Saddam, kitle imha silahı" kelimeleri ile yıkanmaya başlanmıştı.