Adı: Yusuf, Soyadı: İslam

A -
A +

Geçenlerde Yusuf İslam'ın ABD'ye sokulmadığını duymuşsunuzdur. Washington'a gitmek üzere kızıyla Londra'dan kalkan uçağa biniyor; uçak ABD hava sahasındayken Washington yerine Maine'de bir askerî hava meydanına acil iniş yapıyor ve FBI ajanları Yusuf İslam'la kızını indiriyor, sorgu sual derken ertesi gün gerisin geriye Londra'ya gönderiyorlar. Geçen perşembe akşamı CNN'in meşhur mülâkat programı Larry King Live'da Yusuf İslam'la bir röportaj vardı. Çok uzun zamandan beri ilk defa İslam adına iyi şeylerin söylendiği, içimizi ferahlatan bir konuşma oldu. Tabiî program, Yusuf İslam Amerika'ya sokulmadığı için Londra'da gerçekleştirildi. Larry King, ona kendisi, inancı ve bu son olayla ilgili sorular sordu. Önce eski adının nereden geldiğini sordu. Malûm, 1960'lı yıllarda pop müzik piyasasında Cat Stevens adı ile şöhret bulmuştu. (Cat, kedi demek). "Kendime bir kimlik arıyordum" dedi Yusuf İslam. "Esas adım çok uzundu: Steve Dimitri Georgiou. Herkesin kolay hatırlayabileceği bir isim düşündüm. Herkes kedileri sever, ben de severim. Beni de sevmelerini istiyordum..." Yusuf İslam'ın babasının Kıbrıslı Ortodoks, annesinin İsveçli Baptist olduğunu öğreniyoruz. Fakat iyi ahlâk eğitimi alması için Londra'da Katolik okuluna göndermişler onu. Larry King nasıl din değiştirdiğini sordu. "Arayış içindeydim" dedi. "Budizm, Taoizm, Hıristiyanlık, hepsini inceledim. Sonra bir gün kardeşim bana Kur'an verdi. Kendisi Müslüman değildi ama bir yıl Kudüs'te bulunmuş, İslâmiyet'i tanımıştı. 1976 yılı idi galiba. Döndüğünde bir Kur'an alıp bana hediye etti. Okudum ve daha önce bu dini nasıl keşfetmediğime şaştım. O yıllarda medyada İslâmiyet üzerine hemen hiç haber çıkmazdı. Ben sadece Kur'anı okuyarak Müslüman oldum." "Bu dinde ötekilerde bulamadığın ne buldun?" sorusu geldi bu sefer. "Ben sanıyordum ki Müslümanlar Ay'a, yıldızlara, dağlara, deveye filan inanıyorlar, hiçbir fikrim yoktu onlar hakkında. İslâmiyet'teki Allah inancı bana son derece açık, net, güçlü geldi. Bir tek Allah vardı. Bir kavme değil, bütün insanlığa hitabediyordu. Bu muazzam birşeydi. Diğer dinlerde böyle birşeyle karşılaşmamıştım." Yusuf İslam 11 Eylül'den beri ABD'ye 19 kere gelmiş, bir problem çıkmamış. O gün uçaktan indirdiklerinde, sorguya ismini hecelettirerek başlamışlar. "Youssef olmadığına emin misin?" diye ısrarla sormuşlar. Bir isim karışıklığı olduğunu, hatanın anlaşılıp salıverileceğini düşünmüş bir an, ama adının Youssef değil Yusuf yazılıyor olması da onu Londra'ya geri gönderilmekten kurtaramamış. İç Güvenlik Bakanlığı'nın konuyla ilgili açıklaması şöyle: "Biz sağlam istihbarat kaynaklarından gelen raporlara göre hareket ediyoruz. Yusuf İslam terörizmle irtibatı olabilir ihtimaliyle listeye alınmıştır." Franklin D. Roosevelt boşuna dememiş: "Asıl korkmamız gereken korkunun kendisidir." Bir yere korku girmeye görsün, uçan kuşlardan da, uçan Yusuf'lardan da korkulur. ABD'ye giriş yapacak Yusuf'ların dikkatine! Hele hele adınızın harflerini yazarken, söylerken hata yapayım demeyin!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.