Bazılarımız öyle der: "Allah'ın bildiğini kuldan neden saklayayım?" Cenab-ı Allah "âlim" sıfatını haizdir, saklasanız da, saklamasanız da bilir. Amma velâkin, "Allah mademki biliyor, kuldan saklamanın mânâsı yok!" şeklinde bir düşünce tarzı toplum hayatındaki saygıyı, nezaketi, görgüyü, edebi silip atan bir yaklaşım değil midir?.. Bu Ramazan'ı Ege'de geçiriyorum. Sahillerdeki sayfiye kasabalarına da gidiyorum ama asıl bulunduğum yer denizden uzakta, nüfusu yüzbine yaklaşmış bir ilçe. Turistik filan değil. Çevresi bereketli tarım toprakları. Köylüsü oldukça varlıklı. Hava sıcak mı sıcak. Gündüz güneş ortalığı kasıp kavururken bakıyorum, örtülüsü, örtüsüzü, yaşlısı, genci, kadını, erkeği, köylüsü, şehirlisi, kahvelerde, pastahânelerde, parklarda, çay bahçelerinde, yollarda, dükkân önlerinde yiyip içiyor. Sigaralar tellendirilmiş. Dondurmalar külah külah ellerde, pazar yerinde üzeri karadut şuruplu kar helvaları. Acaba Ramazan bu diyara gelmemiş mi? Burası ki vasat bir Anadolu şehri... Bu nasıl bir yabancılaşma?!. Kendi değerlerine... Hayır, neden tutmuyorlar demiyorum. Asla! Yabancılaşma oruç tutmadıkları için değil, bunu sergiledikleri için. Oruç tutmayana diyeceğimiz hiç birşey yok. Sağlık sebepleri olabilir, işi yüzünden tutmak zor gelebilir, inanmayabilir de, herkesin kendi bileceği iş. Ama ortalık yerde, göğsünü gere gere yiyip içmek, hele de sıcağın bu kadar şiddetli olduğu günlerde dondurmaları, buzlu meşrubatları fütursuzca yuvarlamak bir parça saygısızlık olmuyor mu? "Ben kimseyi takmam, kimseye aldırmam" havasında olmak görgülü bir davranış mıdır? İlericilik midir bu, medenîlik midir, modernlik midir, laiklik midir, nedir? Ama dedim ya şalvarlı köylü hanımlarımız da böyle, başı örtülü şehirli hanımlarımız da. Allah'ın bildiğini kuldan saklamamanın fazilet olduğuna mı inanmışlar? Allah'ın bildiğini kuldan saklamanın edep ve görgü gereği olduğu yerler ve konular vardır. Mahalle baskısı diye bir şeyden bahsediliyordu. Dindarlar dindar olmayanlar üzerinde psikolojik baskı kuruyormuş. Meselâ, oruç tutanlar tutmayanları tâciz ediyormuş! Bizim buralarda yok böyle bir mahalle baskısı! Başka yerde var mı bilmem! Ama oruç tutmayanların tutanlar üzerinde baskısı var! İşte, lıkır lıkır giden sularla, dondurmalarla... Şayet orucun hikmetlerinden biri, başkaları yiyip içerken aç kalmanın ne demek olduğunu, hiç değilse bir ay için olsun anlamaksa, elhak, buralarda oruç tutanlar bunu iyi anlıyor!