Amerika ve batıl itikat

A -
A +

Ramazan ayının ilk günü Oruç Baba türbesine akın eden halkımızdan yola çıkarak hurâfeler, bâtıl itikatlar gündeme geldi yine. Bâtıl itikat bütün kültürlerde var. En akılcı, en modern bilinen Amerika'da da var. İnsanoğlu bilimde, teknikte elde ettiği göz kamaştırıcı başarılara rağmen hâlâ kendisini kâinatın ortasında güçsüz hissetmektedir. Çünkü hâlâ çözemediği pekçok şey vardır. Bu acziyetini bastırmak, örtbas etmek üzere türlü usuller icad etmiş, etrafında görünmeyen yaratıklar vehmederek, işaretler keşfederek onlara dayanan inançlar geliştirmiştir. Nesillerden nesillere intikal eden bu inançların kimini manevî silah gibi kuşanır, kimini müsekkin gibi elinin altında bulundurur. Çoğu zaman asılsız, saçma olduklarını bilir ama vazgeçemez. Onlarla birlikte yaşamaktan mutlu olur, zevk alır. Bâtıl itikatlar büyüklerin masalıdır. Bâtıl itikatların bazılarının insanlık ailesinde ortak olduğunu farkettim. İşte, Amerika'da en yaygın olan bâtıl itikatlardan bazıları: Duvara dayalı merdiven altından geçmek ya da önünden kara kedi geçmesi uğursuzluk işareti. Ayna düşürüp kırarsan 7 yıl uğursuzluk olur. Tuz dökmek uğursuzluk; eğer kazara dökersen bir çimdik tuz alıp sağ omuzundan arkaya atacaksın. Uğur böceği öldürmek uğursuzluk. Kötü talihi önlemek için mühim bir konuşma, iyi bir haber sırasında parmakla tahtaya vurmak gerek. Ama sadece iki kere vurmak gerek ki, odundaki kötü ruhlar duymasın ve senin talihinin önünü kesmek için davranmasın; üç kere vurursan kötü ruhlar uyanır. Yatağın solundan kalkarsan, 9 adım geri yürüyüp yatağa gideceksin, yatıp sağından kalkacaksın. Evin içinde açık şemsiye durursa ev halkından biri ölür. Birinin elinden bıçak alırsan bir yerini kesersin. Burnun kaşındıysa biri seni düşünüyor. Sağ elin kaşındıysa fakir düşeceksin, sol elin kaşındıysa zengin olacaksın. Sağ kulağın çınladıysa biri senin hakkında kötü söz söyledi; sol kulağın çınladıysa iyi söz söyledi. Tavşan tüyü, at nalı, dört yapraklı yonca şans sembolleri. Katolik kiliselerinde ayin bittikten sonra papaz, sıraya girmiş cemaate şarapta ıslatılmış bir parça ekmek ikram eder. Hazret-i İsa'nın kanı ve etini sembolize ediyormuş bu. Ekim ayının son günü kutlanan "Halloween" tamamen bâtıl itikatlarla, cadılar, büyücüler, kötü ruhlar, hortlaklarla örülmüş bir bayramdır. 11 Eylül'den bu yana 11 rakamı ve kombinasyonları uğursuz sayıldı ama Hıristiyan kültüründe asıl uğursuz rakam 13'tür. Hele ayın 13'ü, Cuma gününe gelirse... Dünyadaki madde hâkimiyetinin göz bebeği Manhattan'da apartmanların asansörüne girdiğinizde katları gösteren levhada 13 sayısını göremezsiniz. 12'den 14'e atlanır. Onüçüncü kat yoktur! 13 rakamını yazmazlar, o katı meselâ "çamaşırhâne" yaparlar. Hemen bütün bâtıl itikatların dinî kökeni var. Bir çoğu Hıristiyan ya da Musevî inanışlarından doğmuş, bir kısmı çok tanrılı dinlerden kopup gelmiş; başka bir sebeple, hatta mantıkî bir sebeple ortaya çıkanlara da dinî bir kisve giydirilmiş... Türbelere bağlanan bezlerin, yakılan mumların ne cüzdanların dolmasına, ne çocukların doğmasına, ne hastalıklara şifa, ne dertlere deva bulmaya faydası vardır. Fakat bu çeşit inançları halkın kalbinden kanun kuvvetiyle, zecrî tedbirlerle söküp atamazsınız. Yapmamız gereken bâtıl itikatları yasaklamak değil, zaten buna kimsenin gücü yetmez; yapmamız gereken okullarda, camilerde gerçek İslâmiyet'i öğretmek. Siz İslâm'ın gerçeğini öğretmeye devam edin, gerisini zamana bırakın. Hem halkımız mânen bir rahatlama hissediyorsa; biteviye, tek düze sürüp gitmekte olan hayatına bir renk, bir heyecan kondurarak mutlu oluyorsa, daralan, bunalan gönlünü bu şekilde teselli ediyorsa, varsın orucunu Oruç Baba türbesinde sirke ekmekle açsın. Ramazan ayı cümlemize sağlıklı, bereketli, hayırlı olsun!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.