Amerika'da duyulan icraat!

A -
A +

İstanbul'da, sokak ortasındaki polis dayağını televizyondan duyduğum gün bir polis vukuatı daha geldi kulağıma. Bugüne kadar yazdığım yazılar delildir, ben polisimize daima arka çıkmışımdır. Polise her türlü saldırıyı hep nefretle kınadım. Ama... işin aması var! Polise arka çıkarım ama yapılan yanlışlara da gözümü kapayamam. Polisin dayak olaylarının kabul edilebilir, mazur görülebilir tarafı yoktur. Sebep ne olursa olsun! Maalesef toplumsal olaylarda da, ferdî olaylar da da bu sık sık karşımıza çıkıyor; polis, görevinin yakaladığı şahsı kelepçeleyip "götürmek" olduğunu unutup hemen orada kafasına göre cezayı kesmek, haddini bildirmek olduğunu sanıyor. Hepsi değil elbette, ama bu anlayışta polislerimizin pek de az olmadığı anlaşılıyor. Üniforma bazı insanlarda böyle bir hâlet-i rûhiye doğuruyor galiba. Polisin kendini infaz makamı olarak görmemesi nasıl sağlanacaksa, polis okullarında eğitim verilirken mi, meslek içi disiplin uygulamaları, kontrol mekanizmaları ile mi, nasıl sağlanacaksa, sağlanmalıdır. Bu tip olaylara karışan polislerin açığa alınmaları yetmez, daha ciddî bir ceza ile cezalandırılmaları gerekir. Gelelim öteki polis vukuatına... Oğlum anlattı. Çalıştığı hastanede doktor arkadaşlarıyla Türkiye'nin güzellikleri üzerine lâf açılmış, bizimki pek memnun... Doktorlardan biri birkaç sene önce karısıyla balayı için Türkiye'ye gittiklerini, çok beğendiklerini filan anlatırken -ve oğlum tam gururlanırken- kiraladıkları bir arabayla Kapadokya yolunda başlarına gelen bir olayı anlatmış: Trafik polisi çeviriyor arabayı, olağan kontrol. Evraklar... Bakıyor ki içindekiler yabancı, hiç lâfı dolaştırmadan para istiyor. Alıyor cüzdandaki nakit parayı. Bir saat kadar sonra bir çevirme daha... Yine trafik polisi evrakları istiyor, bakıyor, bunlar yabancı... O da para istiyor. Amerikalı doktor sürücü biraz önce verdim diyor, boş cüzdanını açıp gösteriyor. Oğlum "çok utandım dinlerken" dedi. "Balayı için Türkiye'yi seçmişler, başlarına gelene bak! Ne diyeceğimi şaşırdım." Ben de ne diyeceğimi şaşırdım! Oğluma ne diyeyim, nasıl savunayım; Amerikalı doktorlar arasında Türk polisinin rüşvet icraatının duyulduğuna mı yanayım, oğlumun arkadaşlarının yanında utandığına mı? Bu olayın faili polis, bu çirkin işi yaparken, icraatının taa Amerika'da duyulacağını düşünmemiş, Orta Anadolu bozkırında kalacağını sanmıştı. Ama işte duyuldu! Amerika'daki Amerikalılar da duydu, Amerika'daki Türkler de duydu! Turizm mevsimi gelmişken, ülkemize binlerce yabancı turistin gelmeye başladığı bir zamanda, lütfen...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.