Amerika'da yüksek tahsilin fiyatı

A -
A +

Geçen hafta ABD'deki üniversitelerin imtihanla öğrenci aldıklarını yazmıştım. Yüksek öğrenim kurumları imtihanla öğrenci alırlar ama aynı zamanda paralıdırlar. Amerika'da devletin ya da özel sektörün, bütün üniversiteler paralıdır. Mevcut üniversitelerin (3000 küsur) yarısı özeldir, bütün öğrencilerin yüzde 21'i özel üniversitelerde okumaktadır. (Devlet üniversiteleri daha kalabalıktır). Özel üniversitelerin yüzde 25'i dinî vakıfların kurduğu okullardır. Sadece kız öğrencilerin ya da sadece zencilerin gittiği özel ve devlet üniversiteleri de vardır. Devlet üniversitesi derken eyalet üniversitelerini kasdediyoruz. (Eyaletin bütçesiyle, vergilerle döndürülen kurumlar). Onlar daha ucuz olmakla beraber, 4 yıllık bir yüksek okulun yıllık ücreti 10 bin doların altına pek düşmez. Özel üniversitelerin şöhreti arttıkça fiyatları da artar. Bu paraları ödemek kolay olmadığından yüksek tahsil yapmak isteyen öğrenciler daha lisedeyken burs bulmak için gözlerini dört açar. Başarılı öğrencilere üniversiteler burs teklif eder, ayrıca yine başarılı gençlere burs veren vakıflar, şirketler vardır. Ayrıca mezuniyetten sonra faiziyle ödenmek üzere kredi veren kurumlar da vardır ve gençlerin çoğu bu kredileri alarak yüksek tahsil yapar. Öğrenciler üniversiteye kaydolduktan sonra da bir an önce mezun olmak için var güçleriyle çalışırlar. Bu yüzden devamsızlık yaparak öldürecek vakitleri yoktur Enerjilerini okulun camlarını, çerçevelerini indirerek, sıralarını parçalayarak, birbirlerini yumruklayarak harcamaz, derslerine bakarlar. Yahut son sınıfa gelindiğinde, askerlik tecili için, mahsustan bir dersi bırakıp öğrenci kimliğini taşımaya devam ederken başka bir iş tutarak hayatını kazanmak, burada bilinen bir usul değildir. Öğrenciler, okula kayıtlı geçen her günleri yüklü miktar para demek olduğu için bir an önce mezun olmaya çalışırlar. Girdiği üniversiteyi bitiremeyeceğine kanaat getirenler, kaydını belli bir süre için dondurur ya da temelli ilişiğini keser, iş hayatına atılırlar. Tam gün öğrenci olmadan, bir veya birkaç ders alarak hem okuyup hem çalışan öğrenciler de vardır. (Yüzde 30'dan fazla). Bir de şunu diyenler var bizim basında: "Amerika'da üniversiteye girene, başarılı olsun olmasın, mutlaka diplomasını verirler. Orası liberal ülke." Yok böyle birşey! Neden olsun ki? Liberallikle ne ilgisi var bunun? Üniversiteler parayla. Her dersin ayrı ücreti var. Aldığı derslerin imtihanlarını veremeyen, geçerli not alamayan öğrenci o derslerden kalır, aynı dersleri bir dönem daha okur. Bu da okulun bütçesine para demektir. "Aynı dersi ikinci kere alanlara fiyatta yüzde 50 iskonto!" diye bir uygulama da yok! Beş sene, on sene birkaç dersi veremesin, tekrarlasın, dursun, kendi bilir! Okul parasını almaya bakar, "Sen yeteri kadar oturdun bu sınıfta, hadi geçirelim" demez. Mezuniyet için gerekli krediyi tamamlamayan öğrenciye diploma vermezler. Ama şu olur: Eğer öğrenci karşılıksız burslu okuyorsa ve derslerinden geçerli not alamadıysa bursu ya azaltılır ya kesilir. Kredi şeklinde ilerde ödemek üzere burs alıyorsa kesilmez, çünkü onun zaten faizi işlemektedir. Amerika'da yüksek öğrenim kurumları göz kamaştırıcı imkânlarla çok başarılı ilmî çalışmalara imza atıyor ama herşeyden önce ticaret mantığı ile, pazar ekonomisi içinde çalışıyorlar. Arz, talep, rekâbet... Parayı veren düdüğü çalar. "En iyi" olarak şöhret yapan okullar en pahalı okullar. En kaliteli yüksek tahsil en pahalı yüksek tahsil demek olmuş. Yani, paran kadar okuyacaksın! En pahalı okullarda okuyanlar en yüksek ücretlerle iş buluyor. Bu durumda öğrencilerin yapacağı da, bir an önce, "para tuzağı" halindeki üniversiteyi bitirip diplomayı alıp hayata atılmaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.