Amerika'dan seyredilenler

A -
A +

New York'taki enkazı gezmekte olan Muhammed Ali'nin gazeteciye verdiği cevabı duydunuz mu? Bir gazeteci "Aynı dini paylaştığınız terörist zanlıları hakkında ne hissediyorsunuz?" diye sormuş. Bir zamanlar "ringlerde kelebek gibi uçan, arı gibi sokan", şimdi her tarafı tir tir titreyen, zor konuşan Muhammed Ali: "Siz..." demiş, "Sizinle ayni dini paylaşan Hitler hakkında ne hissediyorsunuz?" Bir saatlik konuşmadan çok daha keskin, vurucu bir cümle. Lafı uzata uzata sayı kazanmaya çalışmamış Muhammed Ali, nakavtla işi bitirmiş. Parkinson hastalığı ile her yanı titrese bile demek ki zihnî melekeleri yerinde. Amerikan halkının İslâm dünyasını tanıması için ille de savaş mı olması gerekiyor? On senelik bir aradan sonra İslâmiyet yeniden Amerika'nın gündemine düştü. On sene önce Körfez Savaşı sırasında Basra Körfezi bölgesinin Müslümanlarını tanıdılardı. Bu defa, Güney Asya başta olmak üzere daha geniş bir coğrafyanın Müslümanları, daha derin bir şekilde gündemde. Körfez Savaşı kendi toprakları ile ilgisi olmayan bir harekât idi, sadece gönderdikleri askerler için acı çektiler; bu defa kendi vatanlarındaki korkunç bir olay işi başlattı. On sene önce Müslümanlara düşmanlık yoktu, şimdi o da var. Kim yaptıysa bu işi, bravo(!) doğrusu, Müslümanlara bundan daha büyük kötülük yapılamazdı. On senelik bir aradan sonra televizyon, gazete ve dergilerde birinci konu İslâmiyet ve Müslümanlar... Televizyonlarda bütün gün Ahmed, Muhammed, Ali, Halid, Macit, Osman, Hasan isimleri..."Zanlı" olarak! CNN'de her gün birkaç dakikalık bir dizi var: İslâm'ı Anlamak. İslâm dini hakkında görüntü eşliğinde bazı temel bilgiler veriyor. Şimdilik yanlış birşey söylenmedi. Yanlış bir şey söylenmedi amma neye yarar ki; o kısacık program biter bitmez, ekranlara gelen görüntüler çok daha fazla şey söylemekte. Afganistan'ın sefalet manzaraları, sineklenmiş çocuklar, mayına basıp kolsuz, bacaksız kalmış erkekler, kadınları coplayan adamlar, stadyumda seyircilerin önünde tabancayla idam edilen kadın, yumrukları sıkılı, gözlerinde öfke şimşekleri çakan, uzun beyaz entarili erkekler... Her gün tekrar tekrar ekranlarda. Amerikan halkının Müslüman diye tanıdığı ne yazık ki bunlar... Altıyüz yıldan fazla İslâm'ın temsilciliğini yapmış, İslâm'ın kılıcı olmuş, kalemi olmuş, İslâm medeniyetini en üst seviyesine çıkarmış "Türk"ün adı bu bahiste -devlet adamlarının bir iki görüşme haberi dışında- hiç geçmiyor. Acaba bizi İslâm ülkelerinden saymadıkları için mi, bizdeki manzaralar işlerine yarayacak gibi kötü olmadığı için mi? Galiba ikisi de. Lâik sıfatımız olduğu için bir İslâm devleti olarak değerlendirilmiyoruz ve ekonomik krizler içinde çalkalanmamıza rağmen vaziyetimiz, seyrettiğimiz Afganistan manzaraları ile kıyaslanmayacak kadar iyi. Halbuki şu anda Amerikan medyasına Müslümanlarla ilgili kötü görüntüler lâzım. Vaktiyle İslâm'ın temsilciliğini yapmış olmamızı bir yana bırakın; biz herşeye rağmen, iyi-kötü işleyen Meclis'imiz, Anayasa'mız, hükûmetimiz, yargı organlarımız, ordumuz, okullarımız, sivil toplum teşkilâtlarımız, ticaretimiz ile hâlâ İslâm ülkeleri içinde yüz akıyız. Ama bunun bize artı bir puan kazandırdığından şüpheliyim. Meselâ, kendimizi bildik bileli Amerikan medyasında Suûdî Arabistan için menfî birşey duymayız, görmeyiz. Amerikan devlet adamları Suûdî Arabistan'a toz kondurmaz. Suûdî Arabistan Batı standartlarında bir ülke mi? Hayır! Orada da demokrasi yok; ama orada ABD'nin menfaatleri var, aralarından su sızmıyor. O yüzden Savunma Bakanı kralın önünde diz kırıp selâm veriyor. Bu menfaat ittifakı devam ettiği müddetçe bu dostluk da devam edecektir. Afganistan'daki rejim değiştirilir ve ABD'nin menfaatlerine hizmet eden bir idare iş başına geçerse Afganistan da dost ülke olur, ekranlardaki manzaralar güzelleşir. Baksanıza, kırk yıllık hasım Rusya bile menfaat birliği cümlesinden müttefik oldu bugün. Bizim de kıymetimiz İslâm ülkeleri arasında yüz akı oluşumuzdan değil, netâmeli bir bölgede müttefik bir üs oluşumuzdandır. Yani sihirli kelime demokrasi, hukuk falan değil, "menfaat"tir. Türkiye'de oturup Müslüman ülke manzaralarını seyretmekle aynı manzaraları Amerika'da seyretmek arasında büyük fark var. Sizin hissettiğiniz üzüntü, acı, utanç bizde kat be kat fazla olmaktadır. Amerikan halkının İslâm dünyasını tanıması için ille de savaş, sefalet, açlık, kıyım, zulüm söz konusu olması ve İslâm adına ortaya üç eşkıyanın çıkması içimizi köz gibi yakmaktadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.