Geçen hafta yazdıklarıma birkaç ilâve daha yapayım: Amerika'da eyaletlerin Alkollü İçkileri Kontrol Kanunlarının başında "halkın sağlığı, emniyeti, refahı, korunması için" ifadesi yer alır. Bu bahiste her şeyden önce yaşı küçük olanları korumak üzere gayret sarf edilmektedir. Kanun eliyle gençler alkolden mümkün mertebe uzak tutulmaya çalışılıyor. Malûm, "alkol düşkünlüğü" belediyenin üstü açık kalmış kanalizasyon çukuru gibi değildir, içine birdenbire düşülüverecek... Kanun "düşmenin" önüne geçmek için baştan tedbirler alıyor ama başarılı oluyor mu? Evet denemez. Ülkede 12 milyon yaşı tutmayan genç alkol kullanmaktadır. Alkole 21 yaş sınırı getiren dünyadaki birkaç ülkeden biridir ABD. Amma velâkin, anketler 12 yaş ve üzeri nüfus arasında yapılmaktadır, yani alkolle tanışma yaşı 12 olarak kabul edilmiştir. 12 yaş nüfusun yüzde 2.6'sı alkollü içkiyle tanışmıştır; lise son sınıf öğrencilerinin yarıdan fazlası şimdiye kadar en az bir kere sarhoş olduklarını söylemiştir. 21 yaşındakiler arasında ise yüzde 67 ile alkol kullanma oranı tavan yapmaktadır. Genel tabloya baktığımızda Amerikalıların yüzde 50'si "mutad içenler" kategorisinde sayılır. Bugün ABD'de alkol bağımlılığı halkın sağlığını tehdit eden, kalp hastalıkları ve kanserden sonra üçüncü kalemdir. Her sene 100 bin civarında alkolle bağlantılı ölüm olmaktadır. 21 yaşından küçüklerde her sene 5000 ölüm vakasının alkolle bağlantılı olduğu istatistiklere geçmiştir. Ölümlü trafik kazalarının hemen hemen yarısına alkollü sürücüler yol açar. Haftada en az 500 kişi alkolle bağlantılı trafik kazalarında hayatını kaybediyor. Alkollü lokantalar, barlar sarhoş müşteriye içki servisi yapmaya devam edemez; ya da içki dükkânları alkollü olduğu aşikâr müşteriye içki satamaz. Zira sarhoş bir müşteri mekândan çıktıktan sonra bir trafik kazası yaparsa, kanun önünde sorumlu sadece o sarhoş sürücü değil, ona içki satan yahut içki servisi yapan mekânın işletmecileridir de. İyi bir kanun maddesi değil mi? Kanun böyle der ama içkili yerler iyi para getirir ve işletmeciler de bu parayı gözden çıkaramayıp onun yerine bazen sarhoş müşterileri görmemeyi tercih ederler... Alkolle başı derde girenleri ırk olarak tasnif ettiklerinde başı beyazlar çekiyor; ardından Hispanikler (Latin Amerikanlar), onların ardından da Siyahîler geliyor. Bir de Kızılderililer var; onlar arasında alkolle bağlantılı ölüm oranı ülke ortalamasının üç katından fazladır. Buradaki durum kısaca budur...