Haydar Aliyev Havaalanından şehre doğru giden geniş, upuzun cadde ve çevresi son derece ihtişamlı. Gözünüze çarpan çirkin, bozuk, ihmal edilmiş hiçbir nokta yok. Valizinizi İçeri Şeher'deki veya o civardaki otellerden birine bıraktıktan sonra muhtemelen ilk işiniz Hazar Denizi'ne doğru yürümek olacaktır. Hazar boyunca Park Bulvar denilen bir seyran yeri var. Bizim Sultanahmet Meydanı'nın on misli büyük bir yer. Bakülüler her gün özellikle ikindiden, akşamdan sonra oradalar. İlk Bakü intibalarınız bu parkta şekillenir. Kulağınıza hiç araba sesi gelmez. Kamyon gürültüsü, motosiklet homurtusu, korna, egzoz kokuları asla duymazsınız, trafiğe kapalıdır. Kulak tırmalayıcı yüksek perdeden müzik sesleri yoktur. Kahvelerin, lokantaların teypleri kısıktır. İnsanlar son derece şık ve güzel, gezintiye çıkmışlardır. Güler yüzle bir aşağı bir yukarı yürürler. Etraftaki ihtişamlı binalar yumuşak ışıklarla aydınlatılmıştır. Ağaçların sağından solundan da hafif aydınlıklar vurur yürüdüğünüz yola. Hazar'dan serin bir esinti yüzünüze çarpar, dalgaların sesleri duyulur. Bir an dersiniz ki, cennet misali bir yere düştüm! Ama bütün Bakü Hazar Denizi kıyısındaki Park Bulvar'dan ibaret değil tabiî. Ertesi günlerde şehrin değişik yerlerinde, kenar mahallelerinde, arka sokaklarında elbette nâhoş manzaralar karşınıza çıkacaktır. Her şehirde olduğu gibi. Ama Park Bulvar'ın alımlı sakinliği hep aklınızda kalır. Bakü'de göze görünen yerlere çok ihtimam gösteriyorlar. Şehir inşaat halinde diyebiliriz. Yollar yapılıyor, binalar dikiliyor. Hummalı bir faaliyet var her yanda. Bakü eski kalıntılarından temizlenmek yolunda. Mimaride kullanılan, bölgeye mahsus krem rengi taş (ağlay taşı) son derece asil görünüşlü. Şehir mimarisinde dikkatimi çeken bir şey de duvarlar oldu. Havaalanından şehre girdiğiniz o geniş caddeden itibaren hemen bütün ana yolların kenarları duvarlarla örülü. Duvar deyince aklınıza sevimsiz barikatlar gelmesin. Gayet şık, değişik değişik süslemelerle bezeli ağlay taşından duvarlar yolların arkasını gizliyor. Bazen arkadaki hoş olmayan görüntüleri gizliyor; bazen arkadaki evleri yolun gürültüsünden, egzozundan koruyor. Ama Azerbaycan mimarisinde yol duvarlarının yeri büyük. Ve yine yollar boyunca petrol veya doğal gaz boruları.... Yolun iki yanında arabanızı onlar da takibediyor. Bazen karşıdan karşıya da geçmiyorlar mı çok hoşuma gitti. Caddenin üzerinden köprü gibi bir boru öteki yakaya geçiyor, oradan yoluna devam ediyor. Biz de devam ediyoruz.