Amerika'daki eğitim sistemini anlattığım yazılarda burada ilk, orta ve liselerde okul kitaplarının öğrencilere bedava verildiğini, ama nasıl bedava verildiğini defalarca yazdım. Sene başında çocuğa teslim edilen kitaplar sene sonunda geri alınır. Kitabın kapağının içinde o kitabı kullanan öğrencilerin adlarını ve kullandıkları yılı gösteren bir liste vardır. Kitabı her alan oraya adını, ders yılını ve kitabın temizlik durumunu not eder. Kitabı kaybetmesi ya da yırtması halinde bedelini ödeyecektir. Böylece aynı kitap başka başka öğrenciler tarafından beş-altı yıl boyunca kullanılır. Tabiî Amerika'da eğitim sistemi merkeziyetçi değildir, öğretmenler devlet memuru değildir, Washington'dan tayin edilmezler. Okullar mahallî idarelerin sorumluluğundadır. Kitaplar bedava verilir ama bu devletin bir "kıyağı" değildir; okulların bütçelerinin yüzde 44'ü mahallî idareden temin edilir, bu da emlâk vergileri demektir. Emlâk vergileri hiç şakası, kaytarması, kaçması olmaksızın toplanır ve eğitim masraflarında kullanılır. Bir okul bölgesinde gayrimenkul sahibi olan bütün vatandaşlar ödedikleri emlâk vergisi ile eğitime peşin peşin katkıda bulunurlar, emlâk vergilerinin yüzde 60'tan fazlası okullara gider. Burada kitapların bedava verildiğini gören, işin aslını bilmeyen bir yabancı "Vay anasını! Ne sosyal devlet?!"diyebilir. Halbuki ABD sosyal devlet değildir, burada çalışan kazanır, kazanan ayakta durur. Ayakta duran vergi verir. Düşeni kimse umursamaz. Bedava kitap uygulaması bizde de başlayacak gibi görünüyor. Okul kitabından başka pek kitap satamayan kitapçılar kızgındır ama dar gelirli aileler adına sevindirici bir haber. Bizim eğitim sistemimize göre kitaplar tabiî ki devlet tarafından temin edilecek, herhalde hükûmet gerekli kaynağı tesbit etmiştir. Birkaç konunun iyi düşünülmesi ve kesinleştirilip açıklanması gerekir. Bir kere okul kitaplarını çok kaliteli olarak kim basacak? Okul kitapları piyasada, kitapçılarda da bulunacak mı? Haberlerin kimi "muhtaç öğrencilere bedava kitap dağıtılacak" diye verildi, kimi böyle bir ayırımdan sözetmedi. Hangisi doğru? Kitaplar okulda kalacak, evlere getirilmeyecek, dendi. Bu olmaz! Bu çocuklar ev ödevi yapmayacak mı? Kitap olmadan evde ders çalışmaları nasıl mümkün olur? Hele kitaplar sadece muhtaç öğrencilere dağıtılır ve kitapçılarda da satılmaya devam ederse, durumu müsait öğrenciler gider kitapçıdan kitaplarını alır, evde de çalışma imkânı bulursa? Öğrenciler arasında ikilik ve eşitsizlik çıkmaz mı? Ertesi gün siz seyredin sınıflardaki sızlanmaları: "Öğretmenim, kitabım yoktu çalışamadım." Bu vaziyet bir çırpıda çalışmama bahanesi haline gelir. Hafta sonu ya da bayram tatillerinde ne olacak? Çocuklar evde, kitaplar okulda! Birçok evde çocuğun sahibolduğu tek kitap ders kitabıdır; onu da yok ederek büsbütün kitapsız çocuklar meydana getirmeyelim. Küçük öğrenciler şimdilik pek memnun görünüyor, gülücükler dağıtıyorlar: "Sırtımız ağrıyor kitap taşımaktan..." Kitapların eve getirilmemesi son derece yanlış bir uygulama olur. Amerika'da "muhtaç öğrencidir, değildir" diye bir fark gözetilmeksizin bütün öğrencilere kitaplar okulları tarafından verilir. Sene başında verilir, sene sonunda alınır. Kitapların okulda kalması mecburiyeti yoktur. Her öğrencinin okulda içine kitabını, defterini, paltosunu, spor kıyafetlerini falan koyduğu küçük, kilitli bir dolabı vardır ama öğrenci evde yapacağı ödevlere göre hangi kitaplara ihtiyacı varsa çantasına doldurur getirir. Kitaplar kalın ve ciltli olduğu için sırt çantaları hemen hergün tıkabasa doludur. Sonra burada okul kitaplarını kitapçılarda bulamazsınız. Okul kitabı basan yayınevleri vardır, okullar gerekli olan miktarda ısmarlayarak getirtirler. Yani isteseniz de gidip çarşıdan okul kitabı alamazsınız, zaten kitap bir yıl boyunca, geceli gündüzlü çocuğunuza ait olduğu için böyle birşeye ihtiyaç da duymazsınız. Kitapların ödünç verilmesi uygulaması eğitim hayatımızda mühim bir adımdır; yeni kargaşalara, hoşnutsuzluklara yol açmayacak ve yarı yolda kalmayacak şekilde iyi planlanması gerekir.