Amerikan okullarında ortaokul ve lise yıllarında her öğrencinin her sene ve her gün alması gereken iki ders vardır. Sadece iki ders: İngilizce ve Jimnastik. Bu ikisinin dışında diğer dersler, matematik, fizik, kimya, tarih... hangisi olursa olsun her sene her gün görülen dersler değildir. Bu dersler ve diğerleri ortaöğretimin her ders yılında, her gün müfredatta yer almaz; kimi bir sene, kimi iki sene, kimi üç sene okunarak diploma için gerekli kredi tamamlanabilmektedir. Ancak İngilizce ve Jimnastik, bu ikisi, orta öğretim boyunca her sene, her sömestir, her gün alınması şart olan iki derstir. Diploma almaya hak kazanmak için başka bir seçenek yoktur! Yani her öğrenciye, her Allah'ın günü, ülkenin resmî dilinin eğitimiyle birlikte beden eğitimi verilir. Beden eğitimi derslerimizin yeniden yapılandırılmasını, her gün programa konacak olmasını olumlu bir adım olarak görüyorum. Peki, burada jimnastik dersinde ne yapılıyor? Temel beden egzersizleri, biraz aletli jimnastik ve sonra spor. Öğrencilere birçok sporu öğretip yaptırıyorlar. Öğrenci en sevdiği ve kabiliyetli olduğu hangisiyse onu okul sonrası sporu olarak seçebiliyor. Bizim haber bültenlerinde yeni uygulama için "spor, kültür ve sanat dersi" gibi bir başlık geçti. Bence bu dersin adı dümdüz ve sadece jimnastik olmalıdır. Jimnastik ile sanatı ve kültürü karıştırmanın mânâsı yoktur. Bu dersler apayrı müfredatlarla bağımsız olarak gösterilmelidir. Bu üçü bir araya karıştırılıp bir çırpıda aradan çıkarılamayacak kadar önemli konulardır. Jimnastik dersi çocukların beden ve zihin gelişimi için önemli ve jimnastiği, sporu bir hayat tarzı haline getirmeleri, onları hem yeni yetmelik çağında birtakım zararlı alışkanlıklardan koruyacak; hem de ileriki yaşlarında sağlıklı fertler olmalarının önünü açacaktır. *** Bu Kurban Bayramında Bulgaristan'dan, Uruguay'dan, Avustralya'dan getirilen hayvanları seyrediyoruz. Ekranlarda spikerler heyecanla bağırıyor: "Angus kaçıyor! Angus operasyonu... Angus timi... Angus ortalığı birbirine kattı... Angus firarda!" Zavallı hayvanlar! Kâh beceriksizliğin, kâh duyarsızlığın, merhametsizliğin, kâh ilkel şartların sonucu olarak yollarımızda, trafiğin içinde koştururlarken, arada kameralara dikilen gözlerinde bir şaşkınlık: "Gurbet elde bir hal geldi başıma..." Mübarek Kurban Bayramı cümlemize hayırlar getirsin.