Ben ABD!

A -
A +

Yirmibirinci yüzyılın ilk senesinin bir Eylül sabahında büyük bir sarsıntı yaşadım. Bütün dünya da benimle birlikte sarsıldı. Yüzyıla damgasını vuracak bir sarsıntıdır bu. Dünyayı gözetlemekten kendi evimi gözlemeyi ihmal etmişim anlaşılan. Can evimden vuruldum. Vuruldum mu? Ondokuzuncu asırdaki filozoflarımdan Emerson der ki: "Bizim en büyük övünç kaynağımız hiçbir zaman düşmemek değil, her ne zaman düşersek yeniden doğrulup kalkmaktır." Aynen öyle. İşte bir haftalık inkıtadan sonra düşüşle başlayan borsam hemen toparlandı, yükselişe geçti bile. İnsanlarım büyük bir dayanışma içinde. Körelmeye yüz tutan insanî duyguları bilendi. Milliyetçilik şaha kalktı. Öyle bazılarının iddia ettikleri gibi şerefim beş paralık falan olmadı. Eski cumhurbaşkanlarımdan Kennedy de der ki: "Çin alfabesi, bizim kriz kelimesi için iki ayrı karaktere sahiptir; biri tehlike, öteki fırsat mânâsına gelir." İlgi çekici değil mi? Çinliler boş adamlar değil! İçinde bulunduğum kriz ortamını bu iki kelime özetlemektedir: Tehlike ve fırsat... Tehlike çanlarını kim çaldı, kim bana bu korkuyu ve acıyı yaşattı? Kim vurdu beni? Dünya bunu düşünmeye devam ededursun. Kimin vurduğu artık o kadar da önemli değil. Vuruldum ve cevap verme hakkım doğdu! Fırsat! Şimdi benim kimi vuracağım önemli. Kennedy en sevilen cumhurbaşkanlarımdan biri idi, o bile kim vurduya gitmedi mi? Bu da o çeşitten birşey... Herkesin herşeyi bilmesi gerekmez. Şimdi ben vurmaya hazırlanıyorum. Okların ucunda Afganistan var. Fakat maksadım basit bir misilleme hareketi değildir. Körfez artık eskidi. Körfez tükenmekte. Ortadoğu'da kalıcı barıştan söz ediyor ya liderler zaman zaman. Yakındır! Çünkü Orta Doğu'da petrolün tükenmesi yakındır. Ne zaman ki petrol tükenir, o bölgeye kalıcı barış gelir. Yorgan gider, kavga biter. Bu petrol denen nesne yüz yıl önce Osmanlı'yı bile dağıttı. Zaten dünya coğrafyası üzerinde paylaşılacak kıymetli bir madde kalmadığı gün savaşlar da sona erecek, yerküreye kalıcı barış gelecektir. Körfez eskidi ve ben zaten Körfez'deyim; yeni bir sahada söz sahibi olmam gerek. Asya alt kıtası ve Orta Asya fakir manzaraları altında zenginlikler saklayan önemli bir bölge. Zengin doğalgaz ve petrol yatakları, maden kaynakları var. Hindistan ve Çin'i de kontrol altında tutmak gerek. Bilgi birikimleri yabana atılamayacak, korkunç nüfuslu iki ülke. Sonra yukarda Rusya var. Eski hasmım. Orta Asya'ya pençesini geçirmeye uğraşıyor. Olmaz! Bütün stratejik mekânların ve maddelerin kontrolü ve dağıtımı benim elimde olmalı. Bu arada, artık emrimden çıkan, bana kafa tutmaya başlayan Tâliban ve Usâme'yi de ortadan kaldırmak şart oldu. Çocuklarım, torunlarım, istikbâlim için Asya'ya Afganistan kapısından el atmalıyım. Hava ve deniz filolarımı bölgeye yığdım, çünkü burada 6000 ölünün yakınları acı içinde bekliyor, fakat bombalar yağdırarak el atmam şart değildir, türlü türlü harp teknikleri var. Benim oraya el atmam Afgan halkı için de iyi olacak aslında. Televizyonlarımdan sağanak sağanak yağan perişan Afganistan manzaralarını seyretmiyor musunuz? Karınları Amerikan konserveleri, süt tozları ile doyacak bundan böyle, ayaklarına spor ayakkabı bile giyecekler. Bana teşekkür edecekler. İngilizce bilmeleri gerekmez, teşekkür etmenin de türlü türlü yolu vardır. Yeni dünya düzeni asıl bundan sonra kurulacak. Dünya beni kimin vurduğunu düşünüyor. Düşünedursun... Bu ara bütün dünya beni konuşmakta. Zaten hep öyleydi ya. Yüzyıldır dünyada benim borumun ötmesine alıştım ben. Amerikan politikası, Amerikan mantalitesi, Amerikan arabası, Amerikan sigarası, Amerikan salatası, Amerikan tıraşı, Amerikan servis... Bütün dünya Amerikan damgası etrafında konuşurdu. Şimdi de gündemde: Amerika'daki terör! Ya da "Amerikan usûlü terör!" Böyle bir ülkenin terörü de işte böyle çok ses getirir. Zambia'nın başşehri Lusaka'da 5000 kişi ölse kim ilgilenecekti ki? Sahi... Bu arada bütün dünya ülkelerine ve insanlarına tavsiyemdir: Kimse bu günlerde intihara, ihtilâle, darbeye, greve, teröre, cinayete, seçime falan kalkışmasın. Benim haberlerim arasında kaynayıp gider.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.