Elimde yetki olsa, 4+4+4'ün son devresine yani liselere haftada bir saat "Berceste" dersi koyardım. Seçmeli değil, mecburî!.. Nedir berceste? Bu Farsça kelimenin sözlük mânâsı sağlam, seçme, seçkin demek. Edebiyattaki mânâsı zahmetsizce hatıra geliveren, kolayca ezberlenen, kuvvetli, derin, en güzel mısra. Daha ziyade "berceste mısra" olarak geçer ama beyit de olabilir. Klasik şiirimizde "beyit" çoğu zaman kendi içinde anlam bütünlüğü olan bir yapıdır. Meselâ Muhibbî'nin (Kanunî): "Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" mısrası berceste mısradır; ama bu mısranın yer aldığı beyit de bence bercestenin ta kendisidir ve beraber öğretilmeli, söylenmelidir: Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi. Veya Bâki'nin: "Bâki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş" berceste mısradır amma beyit olarak söylemek mânâyı daha da kuvvetli kılar: Âvâzeyi bu âleme Dâvud gibi sal, Bâki kalan bu kubbede bir hoş seda imiş. Gençlerimiz Dîvan Şiiri deyince korkuyor, hele aruz deyince tüyleri diken diken oluyor. Anlamak kaabil değil! Acaba sevdirecek usullerle öğretemez mi olduk? Berceste dersi liselilere Dîvan Şiiri'ni sevdirecek bir yoldur diye düşünüyorum. Peki, sevseler ne olur, sevmeseler ne olur? Bir kere Dîvan Şiiri bizim klasik edebiyatımızdır. Her ülkede, milletin klasikleri öğretilir. Sonra Dîvan şiiri çok zengin bir semboller, hayaller dünyasına sahiptir, kelime hazinesi çok zengindir. Bu zenginlik gençlerimizi sığlıktan, yavanlıktan, ufuksuzluktan, ruhsuzluktan, basitlikten kurtaracaktır diye düşünüyorum. Televizyonda yarışma programına çıkıp "mehtap" kelimesinin anlamını bilemeyen üniversiteliler var! Vah ki ne vah! Belki, Yahya Kemal'den: Âheste çek kürekleri mehtap uyanmasın Bir âlem-i hayale dalan âb uyanmasın bercestesini duymuş öğrenmiş olsalardı o soruyu bilirlerdi. Hem, "berceste" Dîvan Şiiri geleneğinden gelen bir kelime olsa da Dîvan Şiiri'nin mısralarıyla sınırlı değildir. Halk şiiri, tasavvuf ve modern şirimizden de bu mertebeyi hak etmiş mısralar pek çoktur. Karacaoğlan'ın "İlleri var bizim ile benzemez" mısrası da bercestedir; Yunus'un: "Yaradılanı hoş gördük, Yaradandan ötürü" mısrası da... Ah, ne çare?!. Yerim dar! Erdi söz gaayete Bâkî ne demek lâzımdır?