Amerika'da ilk ve orta dereceli okul binaları pek boş kalmaz. Ders günü bittikten sonra sosyal faaliyetler başlar. Spor, müzik, satranç, türlü çeşit kollar, kulüpler. Amerikan okullarında bu zaman dilimine "after school=okul sonrası" denir ki, okul hayatının çok mühim bir safhasıdır. Bu okul sonrası faaliyetlerden biri de din dersleri, dinî kulüplerdir. Okulun yakınlarındaki bir kiliseden gelen papazın yönettiği Hıristiyan Dostluk Kulüpleri olduğu gibi, veli ve öğrencilerden gelen istek doğrultusunda -yani Müslüman nüfus olan yerlerde- İslâmî ders saatleri de vardır. ABD'de lâik eğitim sistemi yürürlüktedir. Öğrencilere devlet okullarında din dersi verilmez. Ancak bu çeşit faaliyetler okul sonrası olduğu için, isteğe bağlı olduğu için, notla, imtihanla, diplomayla bağlantılı olmadığı için lâikliğe aykırı telâkki edilmez. Aksine demokrasinin temeli olan halkın ihtiyaçlarına cevap vermek cümlesinden sayılır. Bu kurslar sadece okulun dershânesini, tahtasını, sırasını boş oldukları zamanlarda ve kontrol altında kullanan, müfredatla ilgisi olmayan programlardır. Meselâ, bizim kasabadaki Pakistanlı velilerin girişimiyle hem ortaokul binasında, hem lise binasında, isteyen öğrencilere, Pazar günleri birkaç saat Kur'an-ı Kerim ve temel din bilgileri ihtiva eden kurs programları var. Okulun sınıfları, demirbaşları kullanılıyor, ders veren hocalar organizasyonu yapan velilerce bulunup görevlendirilmiş. Cüzî bir ücret de isteniyor. Memleketimizde çocukların Kur'an kursuna gönderilmeleri aileler ile eğitimcileri karşı karşıya getiren bir meseledir. Eğitim sistemimiz ilköğretim beşinci sınıfı bitiren öğrencilerin yaz Kur'an kurslarına gönderilmelerini mümkün kılmakta. Kimi aileler bu uygulamayı yeterli görmüyor. Yeterli görmeyince başka yol arayışlarına gidiliyor. Bu yol arayışları veliler ile devleti karşı karşıya getirdiği gibi, çocuklar için de şartları elverişsiz mekânlarda ders görme sonucunu doğurabiliyor. Halbuki, ne deriz, demokrasilerde çare tükenmez... Amerika'daki okul binalarının ders saatleri dışında nasıl kullanıldığını görünce aklıma şöyle bir formül geldi: Bağlama, mandolin, flüt, folklor kursu gibi, ders saatleri ve günleri dışında okul binaları vatandaşın arzu ettiği din dersi eğitimi için de kullanılamaz mı? Hayır, din dersi ve ahlâk bilgisi dersi için değil. O müfredata dahil bir derstir zaten. Onun dışında notla, karneyle, krediyle alâkası olmaksızın, halkımızın asıl istediği Kur'an-ı Kerim öğretimi için. Sadece isteyen öğrencilere... İlkokul birinci sınıftan itibaren... Ders verecek olan hocayı müftülükler tayin eder ve denetler. Millî Eğitim Müdürlüğü de denetler. Hocanın ücreti kursu alacak öğrenciler tarafından karşılanır. Haftada bir gün, iki gün, birer ikişer saat, ne kadar uygun görürse eğitimciler. Aileler resmî okul binası içinde, Diyanet'in ve Millî Eğitim'in gözetiminde açılmış Kur'an kursuna evlâtlarını gönül rahatlığıyla, güven duyarak gönderirler. Hem okulun dershâneleri, sıraları okul saatleri dışında da bir işe yaramış olur. Hiç bir kuruma, kimseye ilâve yük olmayacaktır. Bu uygulamada yanlış bir taraf var mı? Demokrasinin temeli halk olduğuna göre, halk da bunu istediğine göre, böyle bir program dahilinde, denetim ve gözetim altında bu isteği gidermek, bu isteğin tatmini yolunda kolaylık sağlamak devletin görevi değil midir?