Geçen hafta, ekranda bir grup "aydın" vatandaşımızın Üsküdar-Salacak sahilinde ellerinde şarap şişeleri ve kadehler ile "demlenme" manzarasını gördüğümde hayretten donakaldım. Kadınlı erkekli bir grup "aydın kişi", peşlerine televizyoncuları da takmış, belediyenin açık alanlarda içki yasağı kararını protesto etmeye çıkmış. Şarap şişelerini havaya kaldırıyor kimi. Diğerleri kadehleri kaldırıyor, tokuşturuyor, içiyorlar. Yasak aleyhine konuşuyorlar!.. Demek bu yasak yeni kondu?!. Demek daha önce sokaklarda, parklarda içki içiliyordu? Geç kalınmış ama zararın neresinden dönülse kârdır derler. Bu yasağı koyanları kutluyorum. Bir grup aydın! Bir grup aydın açıkta göstere göstere içki içmeyi marifet sayıyor. Aydın olmaktan anladığımız bu ise vah bize, vahlar bize! Aydınlık, ilericilik, modernlik, ne zamandan beri içki içmek demek oldu? Bu aydınlar hiç mi medenî, gelişmiş, ileri,"Batılı" bir ülkede bulunmadılar? Çok ayıpladım. Böyle ilkel düşünceler içinde, sorumsuz vatandaşlarım olduğu için, hele elebaşı da meslektaşım olduğu için çok utandım. ABD'de park, spor sahası, sokak, meydan, sahil gibi halka açık yerlerde asla alkollü içki içemezsiniz. Kanunla yasaklanmıştır, para cezası vardır. Bu yasağa bira da dahildir. New York'un gece kulüpleri bol bazı caddelerinde gençler bira kutularına kahverengi kesekâğıdı geçirip kamufle ederek sokakta içerler. Dikkat edin, gizleyerek içmeye çalışırlar, göğe doğru kaldırıp göstere göstere değil. Şimdiye kadar Amerika'da sokakta alkollü içki içmenin yasak olmadığı tek yer olarak New Orleans'ın eğlencesi ve çılgınlıkları ile meşhur Bourbon Sokağı'nı gördüm. Orada ellerinde kadehleri, bira şişeleri ile sokakta sere serpe gezinirler. Ama dediğim gibi orası zaten eğlenmek üzere gitmiş insanlarla dolu, açık hava barı manzaralı bir sokaktır. Oranın haricinde Amerikan şehirlerinde sokakta, parkta alkollü içki içmenin yasak olmadığı yer görmedim. Diğer yasakları söz konusu etmiyorum. Meselâ, okulların, mabedlerin şu kadar metre yakınında içkili yer açılamaz gibi. Pazar günleri içki satışının yasak olduğu şehirler gibi... Onları hiç karıştırmıyorum ama Amerikan şehirlerinde sokakta, parkta asla alkollü içki içilmez! Hele de kameralara karşı şişe, kadeh kaldırırsanız sizi de aklî dengesi yerinde değil diye polis derdest edip götürür. Doğrusu ben Türkiye'de alkollü içkiler konusunda büyük bir serbestlik görüyorum, ABD'de bu kadar serbestlik mümkün değildir. Bizim marketlerimizde alkollü içki satılıyor! Bildiğiniz markette! Elma, armut, çay, şeker, pirinç arasında. Daha ne olsun! Şimdi, bu arkadaşlar diyeceklerdir ki, "biz sarhoş falan değiliz, içmesini biliyoruz, içme özgürlüğünü savunuyoruz. Bizimki 'social drink'..." Kimsenin içkisine karışmam, sarhoş olmadıklarını da kabul ediyorum. Ama alkolü bu şekilde gösteri yaparak içmek suçtur. İçtikleri "social drink" midir bilmem ama fiilleri "asosyal" bir manzara çizmiştir. Alkol yüzünden bunca trafik kazasının olduğu, kafalarını dumanlayan insanların birbirini bıçakladığı, alkol yüzünden ev içi şiddetin alıp yürüdüğü, 18 yaşından-veya 21- küçüklere alkolün yasak olduğu bir dünyada -sadece bizim memlekette değil, bütün dünyada böyle- bunları hiç hesaba katmayarak alkol reklamı yapmak, sokakta, parkta içme hakkı istemek, hele de aydın kimliği taşıyan insanların bu sorumsuzluğu göstermesi hem suçtur, hem ayıptır. Dilâver kim mi? Eski bir şarkı sözü, belki bir müzikal sözü, annemden duymuştum: "İçme be dilâver! İçmezsin de ne yaparsın birâder?" Salacak grubuna bakarken aklıma o geldi.