Bir köprü hikâyesi

Hint Sihlerinden Amerika'ya yerleşmiş bir iş adamından dinledim. Hindistan'da, Pencap taraflarında bir köprünün bakımı, tamiri için bir mühendis görevlendirilir, tahsisat çıkarılır. Adam elinde bir çanta para ile köprünün bulunduğu vilayete yollanır. Gereken bakımı, onarımı yapmak, yaptırmak üzere... Bir müddet sonra adam geri döner, âmirlerine der ki: "Yahu öyle bir köprü yok orada! Siz beni niçin gönderdiniz?" Parayı teslim eder. Âmir bir çantaya bakar, bir mühendise... Öfkelenir: "Sen de ne biçim adammışsın? Ötekiler köprüyü bile yok ettiler, sen bir çanta parayı yok edemedin!" Meğer orada köprü filan yokmuş! Âmir zaten biliyor. Zamanında köprü yapımı için ayrılan bütçe mahalli idareciler tarafından pay edilip köprü yapılmış gibi gösterilmiş. Kâğıt üzerinde, kayıtlarda orada bir köprü var! Ve yıllardır, "orda bir köprü var uzakta..." deyip olmayan köprünün bakımı için adam gönderilirmiş, gidenler "baktık, onardık" deyip geri gelir, rapor verirlermiş. Ellerine verilen parayı da cebe indirirlermiş. Bürokrasi çarkındakiler bu meseleden haberdar da olsa hepsi nemâlandıkları, paradan pay kaptıkları için kapak kaldırmamışlar. Durum örtbas etmek herkesin işine gelmiş. Hayalî bir köprüye gelen tahsisat herkesi memnun etmiş, kimseyi rahatsız etmemiş. Köprünün yokluğunun yol açabileceği sıkıntılar, tehlikeler, kazalar, çevre halkının ihtiyaçları da kimseyi ilgilendirmemiş. Nihayet bir namuslu memur çıkıp da "Yahu orada köprü filan yok!" diyene kadar. O da azar yemiş! Ne hoş bir komedi filmi olur, değil mi? Biz çok şükür daha iyi durumdayız. En azından ortada köprü var! Köprü yapılmış! Amma yapımında yolsuzluk var mı, teknik noksanlar var mı? Yapımında yoksa bakımında yolsuzluk var mı? Belli zaman aralıklarında bakım, onarım çalışmaları yapılmış mı? Yoksa 61 senedir dokunulmadan duruyor mu? Tehlike sinyalleri alındı da ihmal mi edildi? Bir şeyler örtbas mı edildi? Bu soruların cevaplarını bilmem! Yine de şükrediyorum ki, köprü var!