Bir şehit evlâdının sesi

A -
A +

Siirt Pervari Doğan Köyü'nden yazan bir okuyucumuzun dileğine yer vereceğim bugün. (Adı bende mahfuz.) Bir şehidimizin oğlu. Babası 1994 yılında Pervari'de jandarma olarak askerliğini yaparken içinde bulunduğu araç PKK'nın döşediği mayına çarpınca arkadaşları ile birlikte şehit düşüyor. Geride bir eş, altı çocuk. Ülkemizdeki binlerce gözü yaşlı, yaralı, acılı şehit ailesinden biri. Okuyucumuz, babası şehit düştüğünde küçük bir çocukmuş. Annesi onları zorluklarla büyütmüş. En büyük çocuk kendisi, bir yaştan sonra kardeşlerinin sorumluluğunu o üstlenmiş. Şimdi o da 25 yaşında evli, iki çocuk sahibi bir genç adam. Devletten istediği şu: 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na göre şehit yakınlarına kamuda (1) bir memuriyet hakkı var. Okuyucumuz babası şehit düştüğünde yaşı küçük olduğu için, annesi de okuma-yazma bilmediği için bu kanundan amcası faydalanmış. Dolayısıyla şehidin eşi ve çocukları ortada kalmış. Şimdi kendisi İlâhiyat Fakültesi mezunu ama işsiz. İstiyor ki şehit yakınlarına kamuda ikinci bir iş hakkı verilsin. Tazminat, hibe, bağış değil, iş hakkı! İlçelerine gelen, seslerini duyurabildikleri siyasîlere bu dileklerini iletmişler bugüne kadar. Hepsi ilgilenme sözü verip vaadlerde bulunmuşlarsa da şimdiye kadar bir gelişme olmamış. Hatta hükûmetin bu konuda bir kanun tasarısı olduğunu, fakat bir türlü meclise getirilemediğini söylüyor: "Sizlerden tek şey istiyorum. Sesimizi yetkililere iletin, bizleri artık duysunlar, görsünler, artık bizleri görmezlikten gelmesinler. Benim gibi zor durumda olan şehit çocuklarına tanınan memuriyet hakkının ailede 2 (iki) kişi için geçerli olmasını istiyorum. Bu sayede daha çok şehit çocuğu memur olabilecek, bu da bizim zor durumumuzda acımızı hafifletecektir." Köylerinde 36 şehit, 46 gazi bulunduğunu yazıyor okuyucumuz. Ülkemizde birilerine pozitif ayırımcılık yapılacaksa o birileri herkesten önce şehit yakınları ile gaziler olmalıdır. Onlar sorgusuz sualsiz, karşılıksız ve hatta davul zurna ile, dualarla peygamber ocağına giden gençler. Vatan onlara emanet, ama onları da aileleri devlete emanet edip gönderiyor. Bu emanet bir şekilde geriye sâlimen teslim edilemediğinde, yerine konabilecek değerde bir şey yok, asla yok; ama hiç değilse -hiç değilse- şehidin yakınlarına, gazinin kendisine ve ailesine kimselere muhtaç olmayacak şekilde ayrıcalık, öncelik tanınmalıdır. Bu şehit evlâdı gencimizin ve aynı kaderi paylaşan binlercesinin sesinin kulak arkası edilmemesi, "şehit yakınlarına tanınan memuriyet hakkının bir ailede iki kişi için geçerli olması" meselesinin bir an önce çözüme kavuşturulması dileğimizdir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.