Bugün ayın üçüdür...

A -
A +

Bugün ayın üçüdür... Ben ABD yolundayım, memleketim AB yolunda. Uçak Atlantik'i geçerken mutlaka türbülansa yakalanır. Sarsılır da sarsılır, sallanır da sallanır. Çok geçmeden yumuşak sesli bir hostesin anonsu duyulur: "Sayın yolcular, bulunduğumuz yükseklikteki hava şartlarından dolayı...." Yani "Korkmayın, dayanın, koltuklarınıza oturup kemerlerinizi bağlayın, pilotunuza güvenin, şimdi geçecek" demeye getirirler. Korkmuyor gibi, oralı değilmiş gibi davranırsınız ama pekâla korkarsınız. Gerçekten biraz sonra sarsıntılar geçer, rahat bir nefes alırsınız. Türkiye'den ABD'ye yol aşağı yukarı 10 saat... Türkiye'den AB'ye yol ise bu gidişle en az 10 sene sürecek! Bu yoldaki türbülanslar, belli ki, çok daha sarsıcı olacak. Zaman zaman Ankara'dan yumuşak sesli anonslar duyacağız: "Ey millet, içinde bulunduğumuz nazik şartlardan dolayı....." Yani "Korkmayın, dayanın, bize güvenin!" demeye getirecekler. Eski Yunan'da hükümdar olan Demokles'in adamlarından biri "Hükümdarlık" der, "ne müthiş bir şeydir kimbilir? Ne zevkli, ne rahat?!" Demokles "Bizzat denemek ister misin?" diye sorup adamı bir süreliğine yerine geçirir. Niyeti ona devlet yönetmenin ne çetin bir iş olduğunu yaşatarak öğretmektir. Adam oturur krallık makamına. Saray, hizmetkârlar, törenler, şatafat.... Sonra ziyafet salonunda ihtişamlı bir koltuk... Adam halinden memnun... Önünde envai türlü yiyecek. Etrafında dönüp duran hizmetkârlar. Derken... Başının üzerinde sallanmakta olan bir kılıç görür adam. At kılıyla tavana bağlanmıştır. Düştü düşecek halde sallanıp durmaktadır. İrkilir. Lokmalar boğazına dizilir. Demokles o zaman "İşte..." der, "senin gıpta ettiğin iş böyle bir iştir. Bu kadar tehlikeli. Bu kadar külfetle dolu. Bir ters hareketinde başına iner." Üç karakteri olan bir hikâyedir bu. Demokles, ona özenen nedimi ve kılıç. Ama kahraman kılıçtır elbet. Başın üzerinde sallanan kılıç hükümdarlığı sembolize eder. Şimdi... Bugüne dönersek... Teşbihte hata olmaz derler. Bizim hikâyemizde nedim biziz, Türkiye Cumhuriyeti... Avrupa Birliği de Demokles... "Bana katılmak mı istiyorsun? İyi, otur şuraya." Oturduğumuz yerde, başımızın üzerinde kılıç. Hem de bir değil, birden fazla kılıç... Düştü düşecek halde, ipleri koptu kopacak halde sallanıp duracaklar bundan böyle. En keskinleri Kıbrıs ve Ermeni kılıçları. "Şunu şöyle yapmazsan almayız, bunu böyle yaparsan almayız! İstediğimiz adımı atmazsan ipi koptu bil!" Bu yola girme azim ve gayretini gösterdiğimize göre yoldaki türbülansları da göze alacağız, demektir. Uçuş ekibine güvenmek zorundayız. Uçağa bir kere bindikten sonra sâlimen meydana inmenin başka yolu yok! Bugün ayın üçüdür, Demokles'in gösterdiği yere oturuyoruz ve Demokles'in kılıcı resmen sallanmaya başlıyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.