Çene altı

A -
A +

"Çene Altı" lâfı yanlış olmuştur. Bu ifade üzerine daha çok gürültü kopar. Üniversite kapılarında çene altı kontrolü yapan görevliler mi olacak bundan böyle? Anayasa'da yapılan değişiklikte, "kimliğin anlaşılabilmesine imkân verecek şekilde, yüz tamamen açıkta olmak şartıyla..." şeklinde bir ifade meseleyi çözerdi. Bunun dışında ferdin başörtüsünü çenesinin altından mı, yanından mı, ensesinden mi bağlayacağı kanun metinlerine geçecek bir konu değildir. Daha ziyade moda tasarımcılarını, şahısların zevkini ilgilendirir. Hiç bağlamayıp eşarbı dolayıveren olursa ne olacak meselâ? Çene altı lâfı yanlış olmuştur, lüzumsuz olmuştur. Çene altından düğüm atmak "Anadolu usulü" olarak sunuldu. Olabilir. Ama büyükşehirlerde, üniversitelerde okuyan genç kızların illâ Anadolu'daki kadınlar gibi örtünmelerini beklemek ve istemek hakkımız mıdır? Neden daha modern, daha yeni modeller tercih edemesinler? Hele hele "ninemizin, teyzemizin örtüsü" lâfı büsbütün gariptir. Adama sormazlar mı, ninemizin, teyzemizin manto, etek, hırka, çanta modelleri değişmedi mi? Onlar değiştiğine göre neden başörtü modelleri değişmeyip yerinde sayacak? "Benim ninem de başını örterdi ama onun örtüsü böyle değildi" diyen erkeklerin hali ise daha da anlaşılmaz. O erkekler dedeleri gibi şalvar, mintan, mest-lastik filan mı giyiyorlar hâlâ? Dünya değişmektedir. Kılık kıyafet modelleri de değişmektedir. Bugün genç kızlardan illâ Anadolu usulü yahut anneleri, nineleri gibi örtünmelerini beklemek haksızlıktır. Kaldı ki, Anadolu'daki modeller de değişmiştir. Orada kendi halindeki ev kadınları da, ne kendi anneleri gibi, ne de yirmi sene önceki kendileri gibi giyiniyorlar. Modacılar her sene yeni kreasyonlarını sunmuyor mu? "Bu sene kırmızı moda... Karpuz kol moda... Puantiye kumaş moda... Şu moda, bu moda..." Bir bakarsınız vitrinlerde, herkesin üstünde bunlar... Başörtüsüz kıyafet bahsinde modalara o kadar itibar ederken, baş örtüsünün hâli hazırda gördüğümüz çeşitlerini neden moda olarak kabul edemiyoruz? Bu yıllarda örtünmek isteyen genç hanımlar bu tarzları tercih ediyor. Belki on sene sonra başka modeller çıkacaktır piyasaya. Kaldı ki öyle hiç de tek tip değil gördüklerimiz. Dikkatli bakın, ortalıkta kaç çeşit baş örtüsü var. Yüksek tahsile giden kızlar, baş örtüsü takmaya karar verdilerse, bu örtünün biçimini kendileri seçebilmelidir. Çene altı, dolama, sarma, yandan çarklı, her neyse... Yeter ki yüzleri açıkta olsun. Kimlikleri anlaşılsın. Kanunun koyacağı tek şart bu olmalıdır. "Çene altı" derken, şikâyet ettiğimiz ve korktuğumuz üniformalaşmayı, tek tipleşmeyi kanun eliyle dayattığımızın farkında değil miyiz? Bütün başörtüler çene altından düğümlü! Tek tip! 2008 yılımızın ana gündem maddesi belli olmuştur: "Türban!" Bir daha türban konusunda tek lâf etmemeye söz vermiştim kendime. Ama her Allah'ın günü gazetelerde ve televizyonlarda bitmez tükenmez türban haberleri, yorumları okuyup dinlerken, türban üzerine röportajların, anketlerin, açık oturumların biri biter, biri başlarken, kravatlı, takım elbiseli zevatın, bütün işleri bir yana bırakıp ağızlarını türbanla açıp türbanla kapadıklarına şahit olurken... şeytan dürttü!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.