Çerçöplü yazı

Bütün memleketin seçim sonuçlarını beklemekte olduğu, gözlerin ekranlarda, kulakların radyolarda, parmakların bilgisayar tuşlarında olduğu bir gün yayımlanacak yazıda ne yazılır? Önce bir temenni: İnşallah sonuç memleketimiz için hayırlı olur! Hararetli bir seçim dönemi daha geride kaldı. Meydanları hem mikrofonlarda uçuşan kelimeler kızdırdı, hem güneş... Şimdi seçilenler de seçilmeyenler de gerginlikten kurtulmuşlardır sanırım. Artık oturup seçim döneminin muhasebesini yaparak kendi kendilerine bir rapor çıkarabilirler. Günahları, sevapları, doğruları, yanlışları, artıları, eksileri... Bu raporu çıkarırken ABD'de Alabama eyaletinin Mobile şehri belediye başkanı Harry T. Hartwell'in raporuyla karşılaştırabilirler kendi durumlarını. Amerikan seçim sisteminde "tek kişilik bölge" esası olduğundan adayın kimliği, kişiliği partisinden bile önemlidir, kendini seçmene sevdirmesi şarttır. Bu sebeple her yolu kullanır. Alabama eyaletinde 1927 yılı seçimlerinde senatör adayı olan Harry T. Hartwell, seçimden sonra seçim kuruluna şöyle bir rapor vermişti: "Hayatımın 6 ay 10 gününü kampanyada harcadım. Seçim endişe ve üzüntüsü bana 1000 saatlik uykuya mal oldu, 20 kilo kaybettim, 500 bebek öptüm, 100 mutfakta ateş yaktım, 10 defa soba kurdum, 11 çeki odun kestim, 50 kova su taşıdım, 400 balya ot bağladım, 1100 mil yol yürüdüm, 20 bin el sıktım, The New York World gazetesinin bir aylık nüshalarını dolduracak kadar konuştum, 4 ayrı kilisede vaftiz edildim, 9 dul kadına ilân-ı aşk ettim, köpekler tarafından 9 defa ısırıldım. Ve ondan sonra da seçimi kaybettim!" Bizim seçilen veya seçilemeyen adaylarımız böyle bir liste çıkaracak olsa acaba neler yazarlar, diye merak ediyorum. Şimdi... Gelelim sadede! Bütün şehirlerimizde sokaklar, meydanlar, her yer parti afişleriyle dolu. Rengârenk, boy boy... Kâğıt, plastik, bez... Seçimlerden sonra bunları kim kaldıracak, ortalığı kim temizleyecek, onu da merak ediyorum. Her parti kendi malını kendi kaldıracak mı? Görev belediyelerin mi? Belediyeler hangi partidense, o beldede o partinin çöplerini kaldıracak, diğerlerini görmezden mi gelecek? Fakat bu olağandışı çöp yığınlarını kaldırmak belediyelerin kadrolu temizlikçilerinin mesaisini aşar. Partiler gençlik kollarını görevlendirmeli. Miting meydanlarında slogan atan, alkış tutan, yerine göre yuhalayan, gövde gösterisi yapan, partilerin en enerjik kesimi olan gençler çöplerin kaldırılması, ortalığın temizlenmesi için de kolları sıvamalıdır. Sofrayı kuran kaldırsın diye bir lâf vardır, hani... Bu çok ciddî bir meseledir. Seçimler olup bittikten haftalar sonra o irili ufaklı sloganlar, o en yakışıklı tebessümlerle çekilmiş portreler, parti bayrakları yolun tozuna, çamuruna bulanmış, yırtılmış ve güneşte kavrulmuş, çöpleşmiş halde -şehirlerin mevcut çöplerine hatırı sayılır miktarda ilâve olarak- ötede beride savrulmaya devam etmemelidir.