Demokrasi nasıl bir şey?

A -
A +

3 Ekim yaklaşırken memleket havasını bulandırmak isteyenler ayaklandı. Maksat halkı, polisi, askeri galeyana getirmek, kargaşa ortamı doğurmak, gerginlik çıkarmak, güvenlik kuvvetlerinin müdahale etmesini sağlayıp kendilerini mağdur duruma düşürmek, sonra da Avrupa'ya dönüp "Bakın demokrasi yok burada. İnsan hakları ihlâl ediliyor. Daha fazla demokratikleşme istiyoruz!" diye haykırıp "nihaî hedef" yolunda mümkün olduğunca yol katetmek. Avrupa cephesinde mikrofona çıkıp ağzını açan her koltuk sahibi kadın ve erkek zaten kulağımızı çekmekte. Âkif: Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boynum. demişti. Avrupalı liderlerin kulağına bu iki mısraı fısıldamak gerek. Milletin kulağı bu kadar çok çekmeye gelmez. Silkinip kulağımızı hoyrat ellerden kurtarmayı da biliriz. Görünen o ki, halkı bunaltan, bıktıran, usandıran iki şey var: 1- AB'nin bitmez tükenmez istekleri, işi yokuşa sürmeleri, yola taş koymaları. 2- Memleket dahilindeki bölücülerin taşkınlıkları. Bu iki maddenin güzergâhı sık sık kesişiyor zaten. Bu tehlikeli trafiğin içinden kazasız sıyrılmak zorundayız. Kulağımızın çekilip durmasına tahammülümüz bu mecburiyeti idrak ediyor olmamızdandır. Ne var ki, tahammül mülkünün yıkılmakta olduğuna dair işaretler de yok değildir. Daha fazla demokrasi demek... Demek memlekette az demokrasi var! Başları oyalı çemberlerle örtülü, etine dolgun, elleri yumruk olmuş hanım kardeşlerime bakıyorum. Gözlerindeki öfke, dillerindeki nefret niye? Ne istediklerini biliyorlar mı acaba? Neyin mücadelesini veriyorlar? O çocuklar, delikanlılar... Nasıl kullanıldıklarının farkındalar mı? Devletin, vatan toprağının, "az demokrasinin" bugüne kadar kendilerine neler sunduğunu ve kendilerinin nasıl karşılık verdiğini bir an olsun düşünüyorlar mı? Taşla sopayla polislere saldırmak. Kara maskeler takıp yollara barikatlar kurmak. Yollara mayın döşemek. Molotof kokteyller savurmak. Belediye otobüslerini ateşe vermek. Cam çerçeve indirmek. Teröristbaşının posterlerini baş üzerinde taşımak. Parmakları V harfi yapıp milletin gözüne gözüne sallamak. Bayrağı taşlamak. Anayasanın suç saydığı her konuda bildiri dağıtmak, slogan atmak. Kamu arazisine kaçak bina dikmek, yıkım ekipleri geldiğinde taşlarla, sopalarla saldırıp ortalığı talan etmek. Hapishâneden örgüt yönetmek. Memlekette demokrasi az! Daha fazla demokrasi lâzım! Yani? Sahi bu demokrasi nasıl bir şeydir? Herhalde, kendilerine, bugün sinsi bir gülücük gönderip yarın tekmelemeye hazır bekleyenlerin iri kemikli ellerinde piyon olup kendi vatanında isyan bayrağı açmak demek değildir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.