Demokratik çözüm!

A -
A +

Hâlâ demokratik çözüm arayışlarından bahsediliyor. Ben bu demokratik çözümü bir türlü anlayamadım. Hep aynı yuvarlak lâf! Biri bana söyleyebilir mi, meselâ İzmir'de, Uşak'ta, Afyon'da olup da Hakkâri'de, Şırnak'ta, Diyarbakır'da olmayan demokrasi maddeleri hangileridir? Ben İzmir'liyim. Bizim buralarda Kürt kökenli vatandaşlarımız yıllardan beri yerleşmiştir, komşumuzdur, dostumuzdur. Kimi işçi, kimi işveren, küçük esnaf, büyük esnaf, memur, âmir... her iş yerinde, her mahallede vardırlar. Mesleklerini huzurla yaparlar. Esasen kimin hangi kökenden olduğuna da kafayı takmayız. Bizim buralardan Güneydoğu'ya giden serbest meslek sahipleri, memurlar, sağlık personeli, polisler, askerler ise kaçırılıyor, öldürülüyor, arabaları taşlanıyor, mayınlanıyor. Bu durumdan yörenin Kürt halkını sorumlu tutmuyorum, sorumlu tabiî ki terör örgütü. Ama sonuç değişmiyor ve orada can güvenliğimden endişe ediyorum. Ben de bir İzmirli olarak demokratik çözüm istiyorum! Ben şimdi nasıl Hakkari, Şırnak, Tunceli... kara yollarında yolculuk yapabileceğim korkmadan? Ege'de, Marmara'da, Karadeniz'de, Akdeniz'de mayın döşeli olduğundan korkulan yollar var mı? (Trafik terörü hariç!) Ülkemin içinde seyahat hürriyetim kısıtlı! Demokratik çözüm istiyorum! Ne hikmetse demokratik çözüm lâfı da hep TSK operasyona başladığında dile geliyor; terör örgütü tuzak kurup askerler şehit düştüğünde değil! Onlara silahları bırakın diyen yok! Ordumuz bir harekâta başlar başlamaz.. "Durun! Amanın! Barışa yönelik çözüm... Şiddet şiddeti doğurur! Masaya oturun!" İyi de, bölge halkının oylarıyla seçilen BDP Meclis'e gelmeye bile tenezzül etmedi. Oturup konuşmak için... Ciddiyet sahibi bir Türkiye partisi olmak yerine sınır ötesinde terör örgütüne destek yürüyüşüne kalkışıyor! Sevr Anlaşması'nın 62-64'üncü maddeleri "Fırat'ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir yerel yönetim düzeni" kurulmasından, sonra da bağımsızlık için Milletler Cemiyeti'ne başvurabileceklerinden bahseder. Sevr hükümsüz ama bu dava hükmünü yürütüyor. Mesele bu maddenin hayata geçirilme çabası. Bu çaba da bölgenin halkının boyunu çok aşar. Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğunun böyle bir emeli olduğunu düşünmüyorum. Ama olan birileri var! Terör örgütünün kullandığı silahlara, patlayıcılara bakar mısınız? Bunlar Diyarbakır makine kimya endüstrisi kurumu atölyelerinde mi üretildi?!. Uğraştığımız meselenin ne sermayesi yerli, ne ideolojisi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.